Irak Kürdistanı’ndaki operasyonlarını sürdüren Türkiye, şimdi Suriye-Irak-Türkiye sınırındaki bölgede yer alan kilit Sincar kasabasını hedef almaya başladı.
Türk savaş uçakları 15 Ocak’ta Irak’ın Ezidi örgütü Sincar Direniş Birlikleri’nin (YBŞ) Ninova vilayetindeki mevzilerini vurdu. Saldırıda örgütün en tepe komutanlarından Zerdeşt Şingali de dahil en az dört kişinin öldürüldüğü ve bir kişinin yaralandığı bildirildi. YBŞ, Ankara’nın terör örgütü kabul ettiği PKK ile bağlantıları nedeniyle Türkiye’nin hedefinde.
Bombardımanın Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 9 Ocak’ta Bağdat’ı ziyaret ederek üst düzey Iraklı yetkililerle yaptığı görüşmelerin ardından gelmesi, Bağdat ile Ankara arasındaki eşgüdümde sorun yaşandığı yorumlarına yol açtı.
Iraklı Ezidi parlamenter Saib Kadir’e göre Sincar’ın egemenliğinin ihlali Irak’ın egemenlik haklarının ihlali anlamına geliyor ve ABD ile İran’ın birbirlerini Irak topraklarında vurmasından bir farkı yok.
Al-Monitor’a konuşan Kadir, Irak vatandaşlarının yabancı bir güç tarafından öldürülmesine yol açan bombardımanın Sincar’daki yurtlarına dönen halk arasında korku ve paniğe yol açtığını kaydetti. İslam Devleti’nin 2014’te Sincar’da düzenlediği soykırımdan kaçabilen Ezidiler, bölgenin temizlenmesinin ardından yurtlarına geri dönmüşlerdi.
Türkiye’nin saldırısı Ezidi azınlığın ana yurdu olarak bilinen bölgede kaos ve kafa karışıklığına yol açtı. Irak makamlarının İD yüzünden yurtlarından olan vatandaşlara ısrarla Irak Kürdistanı’ndaki Dohuk’a geri dönmeleri için çağrı yaptığı bir ortamda yaşanan bu tip saldırıların önlenememesi geri dönüşleri engelliyor.
Saldırı Ezidi halkında da öfkeye neden oldu. Bu, Türkiye’nin bölgeye düzenlediği ilk operasyon değil ve halk yaşananlara bir anlam vermekte zorlanıyor.
Ezidi toplumu, öldürülen Iraklıların Haşdi Şabi adıyla da bilinen Halk Seferberlik Birlikleri’ne (HSB) mensup Irak vatandaşları olduğuna dikkat çekerek saldırının resmi ağızdan kınanması gerektiğini savunuyor. Bir diğer deyişle, hükümetin saldırı karşısındaki sessizliği, bombardımanın Bağdat’ın rızasıyla gerçekleştirilmiş olabileceğine hatta Bağdat ile Ankara’nın Ezidilere karşı ortak bir tutum içinde olduğuna dair yorumlara yol açıyor.
Ezidi 24 isimli haber sitesinin başkanı Ahmed Şenkali’ye göre ise Türkiye, hem ABD ile İran hem de Bağdat ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi arasındaki anlaşmazlıkların doğurduğu boşluktan yararlanan bir strateji izliyor.
Şenkali, Türkiye’nin PKK’yı dizginlerken Irak topraklarında mevzi sahibi olmaya çalıştığı görüşünde. Sincar’ın Rojava (Batı Kürdistan) diye anılan ve Kürt Halk Savunma Birlikleri (YPG) tarafından kontrol edilen kuzeydoğu Suriye’ye komşu olan konumu da bu görüşü destekliyor.
Sincar’ın bir diğer jeopolitik önemi de Türkmenlerin çoğunlukta olduğu Tel Afer’e açılan tek koridor olmasından ve Tel Afer’in Musul ile bağlantısından kaynaklanıyor.
Şenkali de Türkiye’nin Musul’u ilhak etmek istediğine inanan birçok Iraklıdan biri. Ankara’nın Irak’taki mevcut kaos nedeniyle yeniden sarıldığı iddia edilen bu tarihi rüyayı gerçekleştirmesi için PKK ideolojisine yakın her türlü siyasi ve silahlı gücü ortadan kaldırması gerekiyor.
Dolayısıyla Türkiye Sincar’daki PKK varlığını ulusal güvenliğine bir tehdit addediyor. Ayrıca Kürtlerin Sincar üzerinden PKK’nın ana karargâhı Kandil ile sınırın Suriye tarafındaki Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) birbirine bağlayacak bir koridor kurmalarından da korkuyor. Bu koridor, iki taraf arasındaki savaşçı, silah ve ikmal akışını kolaylaştıracağı için Türkiye’nin menfaatlerine zarar verir.
Sincar’daki özerk yönetim yetkililerinden Faris Harbo da Türkiye’nin Osmanlı’nın gücünü yeniden canlandırmak için Kerkük ve Musul’un peşinde olduğu konusunda Şenkali’ye katılıyor. Ancak Harbo, Sincar’ın, Suriye-Irak-Türkiye sınırında yer alan kritik konumuna da dikkat çekiyor.
Bombardımanların liderleri öldürülen YBŞ’ye karşı bir psikolojik harp olduğunu savunan Harbo, YBŞ’nin terör örgütü İD’e direndiğini, İD vahşetinin bertaraf edilmesinde rol oynayan gruplardan biri olduğunu hatırlatıyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İD’i desteklediğini iddia eden Harbo, “Bu bombardıman, Sincar’da bertaraf ettiğimiz halife (İD) askerlerinin intikamı gibi” diyor. Harbo, Türkiye’nin Suriye’ye müdahalelerinin ve Erdoğan’ın yayılmacı politikalarının durdurulmasının uluslararası toplumun sorumluluğu ve insani bir görev olduğunu da ekliyor.
Türkiye ise Sincar’ın büyük bölümünü kontrol eden ve geri adım atmaya yanaşmayan YBŞ’nin varlığından rahatsız zira YBŞ hem PKK’ya yakınlığı hem de PKK ideolojisine sempatisi nedeniyle tehlikeli bir örgüt. YBŞ’nin Irak Savunma Bakanlığı’na bağlı HSB’nin bir üyesi olması resmi olarak tanındığı anlamına geliyor. Ancak örgüt, gerilla savaşında tecrübe sahibi ve Sincar ile Kandil arasındaki coğrafyaya hakim savaşçıları nedeniyle diğer HSB gruplarından ayrılıyor.
Son bombardıman, ABD ve İran’a ilaveten Irak topraklarında nüfuz peşinde koşan üçüncü bir oyuncuya daha işaret ediyor. Türkiye, PKK ve PKK’ya bağlı YBŞ’yi ortadan kaldırmaya çalışırken Orta Doğu’daki Şii etkinliğini de frenlemeye uğraşıyor.