SÜHEYL, Suriye — Fırat Nehri kıyısındaki Deyrizor’a bağlı Süheyl kasabasının sokakları Kürt grupların öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) protesto eden grafitilerle dolu.
Arap toplumunun Deyrizor’daki Kürt yönetimine karşı haftalar süren protestoları Ramazan boyunca kısmen durulmuştu. Ancak Ramazan ayının bittiği 4 Haziran itibarıyla protestolar yeniden başladı. Mayısta yaşanan şiddet olayları ve ölümler nedeniyle bölgeye hâlen gergin bir hava hakim. Vatandaşlar öldürülme veya tutuklanma korkusuyla basına konuşmaktan çekiniyor, konuşanlar da kimliklerinin açıklanmasını istemiyorlar.
Al-Monitor, Fırat Nehri’nin batı ve doğu olarak fiilen ikiye ayırdığı Deyrizor’u 20 Mayıs’ta ziyaret etti.
Nehrin, rejimin kontrolünde bulunan batı kıyısına çok sayıda petrol tankeri park edilmişti. Al-Monitor’a konuşurken tanınmamak için yüzünü kefiyeyle kapatan bir genç, nehirde seyir halindeki bir gemiye işaret ederek “petrolümüzü çalıyorlar” diye çıkıştı.
Önemli petrol kuyularına yakın olmasına rağmen yakıtın Süheyl’de Kürtlerin hakimiyetindeki kuzey bölgelerine kıyasla üç kat fazlasına satıldığını iddia eden genç, ABD destekli SDG’nin yerel halka yaşattığı başka sıkıntılardan da muzdarip. Ancak bu bilginin, ABD öncülüğündeki koalisyonunun ve SDG güçlerinin Süheyl’de seyreden rejime ait petrol tankerlerine ateş açtığı yönündeki haberlerle çeliştiğini belirtmek gerekiyor.
Nehir kıyısındaki küçük bir kontrol noktasında bir grup SDG’li genç nöbet tutuyor; çoğu Arap. Bölge sakinleri bu gençlerin, yıllar süren savaşta geçim kaynaklarını kaybettikleri için SDG saflarında askerlik yaptıklarını anlatıyor. SDG şu an Rakka’da da aynı politikayı izleyerek yoksul gençleri askerliğe alıyor. Kefiyeli genç SDG’li Arapları işaret ederek “Bizden korkuyorlar!” diyor.
Süheyl 2014’ün ortalarında İslam Devleti (İD) tarafından ele geçirmeden önce El Kaide’nin kalelerinden biri addediliyordu. Uluslararası koalisyon ve SDG güçleri Eylül 2017’den 2019 başlarına kadar süren hava saldırıları ve kara operasyonlarıyla Deyrizor’dan Irak sınırına kadar uzanan bölgeyi İD’den temizledi.
Şu an memleketi Süheyl’de kendi hâlinde bir hayat yaşamaya çalışan eski bir ÖSO komutanına göre bölgede halen radikal grupları destekleyen bir kesim var ama sayıları yok denecek az.
Eski ÖSO komutanı isminin açıklanmaması kaydıyla Al-Monitor’a şöyle diyor: “Destekleyenlerin sayısı çok az. Ama bu da SDG’nin yaptığını meşrulaştırmaz. 70 yaşında bir adam öldürüldü, İD’e karşı SDG saflarında savaşmış dört genç, iki sivil öldürüldü. Neden?”
Al-Monitor, 9 Mayıs’taki karanlık baskında öldürülen bu kişilerin yakınlarıyla 20 Mayıs’ta kasabanın güvenilir bir sakininin evinde bir araya geldi.
Öldürülen gençlerin bir kısmı marttaki Bağuz savaşında İD’e karşı SDG saflarında savaşmış gençlerdi. Zira yerel İD karşıtı silahlı Arap grupların çoğu, mali destekleri olmadığı için SDG saflarına katılmıştı. Kimi basın organları baskının ardında ABD’li özel kuvvetlerin olduğunu iddia etse de öldürülen gençlerin yakınları ölümlerden Kürtlerin öncülüğündeki SDG’yi sorumlu tutuyor.
Yaşlıca bir adam sabah bir buçuk sularında başlayan baskını şöyle anlatıyor: “18 yaşındaki oğlum Hail Salih El Ferac yukarıdan gelen bir takım sesler duyuyor, kontrol etmek için çatıya çıktığında savaşçılar onu öldürüyor. (...) Sonra da evi bastılar zaten.” Buluşmaya bölgede oldukça popüler olan motosikletlerden biriyle gelen adamın yası sözlerinin yanı sıra yüzünden de okunuyor.
Adam şöyle devam ediyor: “15 yaşındaki diğer oğlum da abisinin eşinin çığlıklarına uyanıyor ve yardıma koşmaya çalışırken onu da bacaklarından vuruyorlar.”
Saldırganların ardından yan sokaktaki başka bir eve gidip bir kişiyi daha öldürdüklerini söyleyen adam şöyle diyor: “Silah sesleri dindikten sonra etrafımız araçlarla sarıldı. Sivillere megafonlarla evlerine gitmeleri, teslim olmaları çağrısı yapıldı.”
Buluşmadaki genç erkeklerden biri ise “SDG, babamı ve iki kardeşimi öldürdü” diyor. Kardeşleri de daha önce SDG saflarında savaşmış. Erkek kardeşlerinden birinin cesedinin fotoğrafını gösteren genç, “Kardeşlerimin telefonlarını, paralarını, her şeyini aldılar” diye ekliyor.
Buluşmadaki herkes öldürülen yakınlarının İD’le bağlantılı olduğu suçlamasını reddediyor. Genç şöyle devam ediyor. “SDG ve koalisyon güçleri köye İD savaşçılarını arıyoruz diye birçok baskın düzenledi. Köye sızıp dışarıdaki ya da o sırada kapısını açan herkesi öldürdüler.”
Köydeki pek çok gencin askerliğini SDG saflarında yaptığını ve çoğu kez İD savaşçılarının hedefi olduğunu anlatan genç, ilk başta 9 Mayıs’taki baskının da İD tarafından düzenlendiğini sanmış. Genç hafif korku dolu bir sesle şöyle devam ediyor: “SDG, koalisyon güçlerine köyde İD hücreleri bulunduğuna dair yalan haberler gönderdi. Her an yeni bir saldırı düzenlenebilir.”
Al-Monitor ile konuşmaya gelenlerin çoğu Bağuz savaşında SDG saflarında savaşmış kişiler. Kimileri henüz sadece 15 yaşında. Anlatılanlara göre bölgedeki bazı SDG komutanları Türkiye’den gelen ve Arapça bilmeyen Kürtlerden oluşuyor, sahada çarpışmaya katılan, fiilen savaşanların çoğu ise yoksul Araplar.
Baskının ardından gerginliği azaltmak amacıyla SDG komutanları ile bölgenin önde gelen aşireti Ügeydat’ın liderleri arasında bir görüşme yapıldı. Görüşme uluslararası koalisyon güçlerinin konuşlu olduğu El Ömer petrol sahasının yakınlarında gerçekleşti.
Toplantıya katılan genç adamlardan biri görüşmeyi şöyle özetliyor: “SDG protestoların yasaklandığını söyledi. Hiçbir şekilde itiraz edemedik. Bizi içimize korku salarak yönetiyorlar."