KAİM, Irak — İslam Devleti (İD) Irak ve Suriye’de tüm topraklarını kaybetmiş olabilir ama ideolojisi bertaraf edilmiş değil. Bu durumdan ise El Kaide istifade edebilir ve Irak-Suriye sınırındaki kökenlerinden yararlanarak tekrar sahneye çıkabilir.
El Kaide ve İD Deyrizor’daki sınır bölgesinde birbiriyle çatışmış olsalar da Iraklıların çoğu bu iki ismi eşanlamlı gibi kullanıyor. Zira bugün İD olarak bilinen örgüt El Kaide’nin Irak kolundan türemişti.
Suriye’deki yaygın kanıya göre de iki örgütün ideolojisi ve baskıcı yöntemleri birbirinden çok farklı değil. Yine de El Kaide bağlantılı gruplar köken itibarıyla daha yerel yapılar olarak görülüyor. Hatta pek çok muhalif grup Suriye rejimini devirmeye çalışırken El Kaide bağlantılı örgütlerle zaman zaman ittifaklar yaptı.
Irak’ın Kaim bölgesinde görev yapan Albay Musa Hamad El Karbuli ise iki örgüt arasındaki farkı şöyle özetliyor: İD dini askeri amaçlar için kullanırken, El Kaide askeri yöntemleri dini amaçlar uğruna kullandı ve bu nedenle İD’den hayal kırıklığı duyanlara daha makul görünmeye başladı.
Eski bir polis memuru olan Karbuli, Haşdi Şabi olarak da bilinen Halk Seferberlik Birlikleri (HSB) bünyesinde, Anbar’ın batısında faal olan Âli El Fırat Tugayı’nın komutanı. Al-Monitor kendisiyle daha önce de mülakatlar yapmıştı. Bunlardan biri Kaim’in kurtuluşundan sonraydı, sonuncusu ise 3 Nisan’da yine Kaim’de gerçekleşti.
Babası El Kaide’ye katılan akrabalar tarafından öldürülen Karbuli, yıllardır iki terörist örgütün yerel militanlarının peşinde.
Karbuli aşiretinin mensupları İD’in önemli liderleri arasında yer aldı. Al-Monitor’un geçen sene aktardığı gibi bunlardan biri olan Ömer El Karbuli, üst düzey yönetici olarak 2003’ten itibaren Ebu Musa El Zerkavi ile yakın çalıştı ve 2018’de Irak istihbaratı tarafından ele geçirildi.
Ömer’i 2008’de Felluce’de bir pazarda gördüğünü anlatan Karbuli, “Onu yakalayıp kafasına silah dayadım ve oradaki polislere teslim ettim. Ancak polislere rüşvet vererek kaçtı ve sonra evime bombalı saldırı düzenledi” dedi.
Karbuli Al-Monitor’a “son dönemdeki çatışmalara katılmayan” ve El Kaide kökenlerine dönme ihtimali olan yerel İD mensuplarının isimlerini saydı. El Kaide’nin bölgede yeniden faaliyete geçtiği bilgisine sahip olduklarını söyleyen Karbuli, yerel yöneticiler olarak Tarık Halif Asi El Karbuli ve Adnan Şerif’i zikrederek “Bunlar El Kaide liderleriydi ve son dönemdeki İD çatışmalarına katılmadılar” dedi.
Karbuli şöyle devam etti: "Ebu Ahmed olarak bilinen Tarık El Karbuli El Kaide’ye 2005’te katılmıştı. Sonra Bucca Kampı’nda beş yıl tutuklu kaldı. Birkaç kez kaçmayı denedi. Serbest kaldıktan sonra yeniden patlayıcı yapımına döndü. Bu konuda büyük tecrübeye sahip.”
Karbuli’ye göre militanların bazıları ailelerini Suriye’de bırakarak Irak çölüne kaçtı: “Aileler şimdi El Hol kampında kalıyorlar. Daha önce Bağuz bölgesindeydiler ve orada ailelerin varlığı onlar için sıkıntı oluyordu. Aileler şimdi kamplarda güvende ve militanlar daha serbest, daha hızlı hareket edebiliyor.”
Irak’ın Termiye kasabasında ise ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG) saflarında mücadele ederken hayatını kaybeden Suriyeli bir savaşçının matemi tutuluyordu. Kasabadaki bir güvenlik kaynağına göre Ebu İshak El Avazi ocak ayında İD saldırısında öldürüldü. Terörle mücadele uzmanı Hişam El Haşimi Termiye’yi “Bağdat bölgesinde Selefi eleman toplama merkezi” olarak tanımlıyor.
Ahvazi son dönemde SDG’ye katılarak memleketi Deyrizor’a dönmüş ve İD’e karşı savaşmaya devam etmişti. Ancak arkadaşlarının Al-Monitor’a aktardığına göre Ahvazi ölümüne kadar El Kaide ideolojisini destekledi. Bölgenin yerlilerine göre Ahvazi “memleketi Deyrizor’da İD’e karşı savaşan ilk kişi” olarak biliniyordu ve bu sıfatı iki Tunuslu savaşçıyı öldürerek kazandı.
Daha önce Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) saflarında savaşan Ahvazi, ÖSO’ya katılmadan önce ise Suriye ordusunda subaydı. ÖSO komutanı olduğu yıllarda Ahvazi ile birkaç kez mülakat yapmıştık. Bunlardan biri, ÖSO Deyrizor’dan çekilmek zorunda kaldıktan sonra Ahvazi’nin kuzey Suriye ve İdlib’de savaştığı dönemde gerçekleşmişti. Ahvazi durmadan eski El Kaide lideri Ebu Mariye El Kahtani’yi övmüş, onu “kahraman” olarak nitelemişti.
Musullu eski bir polis ve gerçek adı Meyser El Caburi olan Ebu Mariye El Kahtani, El Kaide’nin Suriye’deki kolu Nusra Cephesi’nin Şura Konseyi’nde yer almıştı.
Ahvazi’nin asker kıyafetli resimleri memleketinde pek çok kişi tarafından hâlâ profil resmi olarak kullanılıyor ve görünen o ki ölümü Irak’ta El Kaide’nin eski kalesi olan bölgelerde bile üzüntü yaratıyor.
Şu an SDG kontrolünde olan doğu Suriye’deki Arap kaynaklardan defalarca pek çok İD militanının “rehabilite edildiğini” ve ardından SDG saflarında kullanıldığını duyduk. İD’e karşı bir ayaklanmanın ardından büyük bir aşiret katliamının yaşandığı bölgede bu durum pek çok kesimde öfke yaratmış.
2003 sonrasında El Kaide’ye pek çok eleman kazandıran sınır bölgesi, El Kaide için bir kez daha verimli bir saha olabilir. Kimi yerliler, Arap topraklarının “işgalcisi” olarak gördükleri Kürt önderliğindeki güçlerden hoşnut değiller. Yerel halk İD’den de hayal kırıklığı duyuyor ve Suriye rejiminin kontrolünü kabul etmiyor. Tüm bunlar El Kaide’nin yeniden canlanma potansiyelini düşündüren önemli faktörler.
SDG, hapishanelere doldurduğu yığınlarca İD militanıyla baş edemeyeceğini söylerken, “en fazla birkaç yüz” kişinin bulunduğu düşünülen bölgeden beklenmedik bir şekilde on binlerce İD militanı, örgüt yandaşı ve bunların yakınları çıktı.
Kuzey Irak’la doğu Suriye arasında sıkça gelip giden ve uluslararası koalisyonla temas halinde olduğu bilinen bir kaynağın Al-Monitor’a verdiği bilgiye göre doğu Suriye’deki Kürt liderler, uluslararası koalisyonun SDG’ye bağlı olmayan bölgelerdeki Arap gruplara da yardım sağlaması için görüşme yapılmasına engel oldular.
2011 öncesinde bile El Kaide’nin kalesi olarak bilinen Şüheyl yakınlarındaki rejim mevzilerine mart sonunda düzenlenen saldırı, doğu Suriye’de El Kaide bağlantılı bir grubun son beş yıldır üstlendiği ilk saldırı olarak tanımlandı.
El Kaide’yle eskiden ya da halen bağı olan Heyet Tahrir El Şam gibi örgütler İdlib’de güçlerini koruyor. İdlib, Suriye’nin başka bölgelerinden kaçan milyonlarca insanın hayatta kalmaya çalıştığı bir bölge. Ebu Mariye El Kahtani’nin de İdlib’de olduğu sanılıyor.
Bölgeyi bilen, tecrübeli eski El Kaide komutanları “yuvaya dönmeye” karar verip, rakip güçlerin zaman zaman kargaşa ve sıkıntı yarattığı Irak-Suriye sınır bölgesine geçerlerse İD’in zulmüne uğrayan ve halen İD’i bertaraf etmeye çalışan yörelerde kanun kaçakları arasında istikrarsız, değişken ittifaklar görülebilir ve kaybedecek bir şeyi olmayanlar yeniden El Kaide saflarına dönebilir. Karbuli’nin beklentisi tüm bunların “aylar içinde” olacağı yönünde.