Türkiye 2019 yılında üç önemli seçim yaşayacak. Eğer AK Parti iktidarı erken seçim kararı almazsa normal seçim takvimine göre 2019 yılının mart ayında yerel seçimler, kasım ayında ise genel seçimler ile başkanlık seçimleri gerçekleştirecek. Şimdiden başkanlık seçimlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şansı yüksek görünen Türkiye'de siyasetinin en önemli sorununu “muhalefet” oluşturuyor.
Ana muhalefet partisi CHP gazetelerin kapatıldığı, gazetecilerin cezaevine girdiği, çok sayıda kamu personeli ile akademisyenin işten atıldığı son bir buçuk yıllık OHAL rejiminde Türkiye'nin iktidar karşıtlarının nezdinde hiç iyi bir sınav veremedi. Zira CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun kritik dönemlerde verdiği kararlar CHP'nin tabanı tarafından da ülkenin seküler, sol kesimleri tarafından da hep “AK Parti referanslı” olmasıyla eleştirildi. AK Parti'nin milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması için sunduğu teklife “evet” diyerek sonunda bir CHP milletvekilinin de tutuklanmasından sorumlu gösterilmesi ya da Erdoğan'ın OHAL rejimini ilan ettiği Yenikapı mitingine katılması bunlardan sadece birkaçı.
Kılıçdaroğlu'nu son bir buçuk yılda eleştirilerin odağına taşıyan olayların başında ise anayasa referandumu gecesi aldığı karar geliyor. 16 Nisan 2017'de gerçekleştirilen anayasa referandumunda Yüksek Seçim Kurulu'nun mühürsüz oyları geçerli sayması nedeniyle seçimin kaderini değiştirdiğine inanan muhalifler, seçim gecesi İstanbul başta olmak üzere bazı illerde bu durumu protesto etmek için sokağa çıkmıştı. O gece basın mensuplarının karşısına çıkan Kılıçdaroğlu sokaktakilere evlerine dönme çağrısında bulundu. Bu sadece tabanıyla CHP arasında değil CHP yönetiminin kendi içinde de parçalanmaya yol açan kararlardan biriydi. Kılıçdaroğlu'nun bu çağrısı üzerine parti sözcüsü Selin Sayek Böke sözcülük görevinden istifa etti.
Aynı zamanda CHP İstanbul Milletvekili Selin Sayek Böke aradan geçen neredeyse bir yıllık sürenin ardından CHP sahnesine bu kez “muhalefet” bayrağıyla çıktı. CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner ile birlikte partinin 3-4 Şubat 2018 tarihindeki 36. Olağan Kurultayı’ndan hemen önce “Gelecek İçin Biz” başlıklı bir manifesto yayımlayarak partiiçi muhalefetin startını verdi. Böke CHP kurultayının ikinci günü yapılan parti meclisi seçimlerinde delegelerin en fazla oyunu alan ikinci isim oldu.
Parti içi muhalefette olmasına karşın Kılıçdaroğlu'nun parti meclisi listesinde yer almayı başaran ve en yüksek ikinci oyu alan Böke bu başarı öyküsünü şöyle değerlendiriyor: “Çağrımız toplumdan müthiş bir destek gördü. Çağrının içinde zaten var olan itirazları dile getiriyordu. Bu itirazları yapmakla sınırlı kalmayıp, bir yeni siyaset tarifiydi bizimki. Bu sonuçlara baktığımızda, Gelecek İçin Biz temsilcilerinin, benim en yüksek oyu almış olmam, toplumdan gelen bu desteğin ve güvenin, talebin benzer bir şekilde dile getirmiş olduğunu gördük. Partinin başka bir siyaset yapma talebi delege tarafından da onaylanmış oldu.”
“Başka bir siyaset yapma talebi” neyi içeriyor? Selin Sayek Böke, Gelecek İçin Biz manifestosunda da öne çıkan önemli bir vurgu yapıyor ve “Olağanüstü Hal rejimine karşı olağanüstü bir muhalefet örgütlenmesi gerektiğini” söylüyor. Bu nasıl olacak? Böke şu yanıtları veriyor: “Bugün olağanüstü koşullara rağmen muhalefet olağan dönemin siyasi araçları ve yöntemlerine sıkışmış durumda. Bu doğrultuda CHP, Meclis'te olağan dönemin yasama faaliyetini sürdürme anlayışına son vermeli. OHAL rejimi sona erene, asgari demokratik bir ortama geçilene kadar ve adil, güvenli bir seçim ortamı sağlanana dek Meclis’te aktif boykot, Meclis çalışmalarından çekilme ve benzeri demokratik araçlar parti kurullarında ciddi şekilde değerlendirilmeli.”
Peki ya CHP'nin yumuşak karnı Kürt sorununa nasıl bakıyorlar? Böke bu konuda da şu ifadeleri kullanıyor: “Kürt meselesinde halkı, salt güvenlikçi baskı politikalarıyla terör arasına sıkıştırmayı reddeden, demokratik siyaset alanını genişleterek kalıcı toplumsal barışı sağlamakta kararlı sosyal demokrat bir çözüm çerçevesi ortaya konulmalı.” diyor.
Böke ve Cihaner'in çağrıcılarını oluşturduğu Gelecek İçin Biz, CHP'nin sol tabanının sesi oldu. Kendileri de yaptıkları siyaseti “sınıf temelli, emekten yana, net bir sol siyaset” olarak tanımlıyorlar. Peki, Gelecek İçin Biz ne yapacak?
Böke Al-Monitor'a şöyle anlatıyor: “Olağanüstü muhalefetin örneğini Gezi olaylarında, Anayasa referandumu öncesinde ‘hayır’ iradesine sahip çıkan insanlarda ve adalet yürüyüşüne destek veren milyonlarda gördük. Biz ne yapılması gerektiğini biliyoruz. Siyaseti parlamentoyu dört duvarı arasına sıkıştırmayan bir anlayışı biz yaşatmakta kararlıyız. Bu kapsamda ilk adımımızı Sinop'ta attık. Sinop'ta nükleere karşı verilen mücadeleye destek verdik. Bu tarz bir eylemlilik yapacağız. Bugün Türkiye'de dini istismar eden siyasal İslam ve neo-liberal ekonomik düzenden kaynaklanan müthiş bir tahribat var. Bunun karşısına başka bir Türkiye hayali koymakla yükümlüyüz. Özgüvenli bir siyaset, barış demeye, laiklik demeye korkmayan bir siyasetin sözcülüğünü etmek için yola koyulduk.“
İlhan Cihaner ise sivil toplum örgütleri ve demokratik kitle örgütleriyle görüşeceklerini, etkinlikler yapacaklarını söylüyor: “Yanlış anlaşılmasın, biz CHP içinde bunu yapacağız. CHP'nin böyle olması için bunu yapıyoruz."
Gelecek İçin Biz, CHP'yi değiştirmek için Türkiye'yi değiştiren bir muhalefet örgütlemek için yola çıktı. CHP kurultayında iyi bir sınav veren Gelecek İçin Biz'in ortaya koyduğu yol haritası, farklı bir siyaset isteyen çevrelerden büyük destek aldı. Türkiye'nin en köklü partisi konumundaki CHP'nin önümüzdeki dönem siyaseti iktidarı da muhalefeti de doğrudan etkiliyor. CHP kurultayını tüm siyasal aktörlerin yakından izlemesinin temel nedenlerinden biri buydu.
Kurultay CHP'nin geleneksel muhalefet sınırlarının içinde kalacağına ilişkin işaretler sunsa da tabandan gelen büyük baskı alternatif muhalefet odakları üretiyor. Bu muhalefet odaklarının başarısı veya başarısızlığı ana muhalefet partisinin önümüzdeki dönem siyasetini de doğrudan etkileyecek gibi görünüyor. Seçilen isimle bile geleceğe dair bir umut olabileceğini muhalefete duyuran Gelecek İçin Biz ekibinin işi zor olsa da savaş iklimi içinde tıkanan muhalefete bir çıkış yolu gösterebilir.