DİYARBAKIR -- Türkiye’deki bütün siyasi partilerin gündeminde bugünlerde referandum var. Halkların Demokratik Partisi’nde (HDP) de tartışılan tek konu bu. Diyarbakır bürosunda ise konu farklı. Referandum Kürtlerin “Evet” cephesine verdiği destek tartışılıyor.
Bazı hayırcıların faturayı Kürtlere kesmesi Kürtlerin en fazla örgütlü olduğu partilerden HDP tabanında rahatsızlık yaratmış durumda. Bu kesimler, Kürtlerin verdiği oylar sayesinde evet oylarının fazla çıktığını savunuyor. Partililer, “Hayır”a verilen yüzde 10’luk desteğin görülmemesinden şikâyetçi. Al-Monitor yazarıyla sohbet eden bir partili, tepkisini “Diyarbakır’da yüzde 67 hayır çıktı. Madem öyle, iyi çalışsalardı İstanbul’da yüzde 70 çıksaydı. Sanki İç Anadolu’da Kürt mü yaşıyor? Oralarda da ‘Evet’ çıktı. Bizim elimizden gelen bu” sözleriyle dile getiriyor.
En çok Kürt’ün yaşadığı şehirlerden olan Diyarbakır’da HDP 1 Kasım Genel seçimlerinde yüzde 72 oy aldı. Referandumda HDP oylarıyla özdeşleşen “hayır” yüzde 67 oy aldı. Yani yüzde 5’lik bir düşüş söz konusu. Aynı seçimde yüzde 21 oy alan AK Parti’nin desteklediği “Evet” ise Diyarbakır’da yüzde 32 oranında oy aldı. Bu da desteğin yüzde 11 oranında yükselmiş olduğunu gösteriyor.
Yine Kürt siyasetinin güçlü olduğu illerden Hakkâri: 1 Kasım seçimlerinde HDP yüzde 83, AK Parti yüzde 12 oy aldı. Referandumda ise Kürt oylarını temsil eden “Hayır” yüzde 67, AK Parti’nin gücü olarak algılanan “Evet” ise yüzde 32 destek buldu. Yani bir tarafta ciddi bir düşüş, diğer tarafta ise artış söz konusu. İşte Kürt oylarındaki bu hareket, hayır cephesindeki tartışmaların ana konusu oldu. Ama tartışmaların odaklandığı tek konu oy hareketleri. Propaganda süreçlerindeki eşitsizlikler, Kürt illerinde neredeyse yok denecek kadar az olan propaganda çalışmaları, son iki yıldır bölgede yaşananların referanduma etkisi konuşulmadan, rakamlar üzerinden Kürtler suçlanıyor.
Tartışma Gazeteci Can Dündar’ın “Doğu-Güneydoğu illerinde 'evet'lerdeki artış, sonuçta etkili oldu. Ama 30 büyükşehrin 17'sinde 'Hayır' önde çıktı” paylaşımıyla alevlendi. Daha sonra birçok kesim hem sosyal platformlarda hem başka mecralarda tartışmaya katıldı. Peki gerçekten “Evet” Kürt oyları sayesinde mi kazandı?
Güneydoğu ve Türkiye siyasetini yakından takip eden isimlerden Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun’a göre, “Evet” sonucunda Kürt oylarının etkisi yüksek. Al-Monitor’a konuşan Coşkun, Kürt oylarındaki değişimin sebebini şu cümlelerle açıklıyor: ”AK Parti’nin aldığı oydan daha fazla evet oyu çıkacağını tahmin edebiliyorduk. Ben bunun üç önemli sebebi olduğunu düşünüyorum. Birincisi, AK Parti’ye destek veren Kürtler gerek Türkiye’nin demokratikleşmesi gerek Kürt sorununun demokratik çözümü için alternatifin AK Parti ve Erdoğan olduğunu düşünüyor. Şu andaki anayasa değişiklik teklifine yönelik bir takım eleştirileri olsa bile AK Parti ve Erdoğan’ı desteklemenin siyaseten iyi bir tercih olduğu kanısındalar. O nedenle bu kitle AK Parti ve onun tercihine oy verdi. İkincisi, 7 Haziran’dan sonraki hendek barikat ve şehir savaşlarından dolayı PKK’ye duyulan tepki ve HDP’ye konulan mesafe halen devam ediyor. HDP bu mesafeyi kapatabilecek veya tersine döndürebilecek bir siyasi ivme gösteremedi. HDP’nin bunu gösterebilecek fiziki imkânları da yok. (...) Eş başkanları tutuklu, milletvekilleri tutuklu, belediyeleri kayyumlara devredildi.”
7 Haziran seçimlerindeki kırılmanın devam ettiğini ancak HDP’nin bu kırılmayı yönetebilecek bir siyaset geliştiremediğini belirten Coşkun şöyle devam ediyor: “Üçüncü faktör ise AK Parti ve HDP’nin dışında kalan Kürt kesimleri genel olarak evet oyunun yanında yer aldılar. Bazıları Hüda-Par gibi açıkça ‘Evet’in yanında olacaklarını deklare ettiler. Bazıları ise dolaylı olarak yaptı.”
Bu tespite katılanlardan biri de eski DEP Milletvekili ve Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Sedat Yurtdaş. Al-Monitor’a konuşan Yurtdaş HDP’nin eşit koşullarda referanduma hazırlanamadığına dikkat çekerek şöyle diyor: “1 Kasım seçimlerini baz aldığımızda HDP oylarında bir düşüş eğilimi gözlenirken, AK Parti oylarında bir yükseliş var. Yani kimi yerde dört-beşe tekabül eden, kimi yerde yüzde 15-20’lere tekabül eden bir farklılaşma var. Bu farklılaşmayı doğru okumak lazım. Şüphesiz HDP’nin hangi koşullarda bu referanduma hazırlandığını görmemiz lazım. (...) Propaganda döneminde kampanya yürütme şansına sahip değildi mesela. Tabi, diğer taraftan Diyarbakır Sur, Nusaybin, Yüksekova, Cizre, bunların yaşadığı göç, tahribat, yer değiştirmeler…”
AK Parti güçlü olduğu yerlerde kaybettiği oyları Kürtlerden alarak bu açığı kapattı. Yurtdaş da bu görüşe katılanlardan: ”Erdoğan’ın da ilk konuşmasında Kürt oylarına vurgu yapması aslında bu etkisinin farkında olduğunu gösteriyor. Başkan olmasında bu oyların bir yeri olduğu malum.”
Kürt oylarının “Evet”e katkısı yüzde 1, “hayır”a ise yüzde 10 civarında. Kürtler arasında “Eğer Kürtlerin ‘hayır’a katkısı bu kadar yüksek olmasaydı, itiraz edenlerin sesleri bu kadar gür çıkamazdı” görüşü de hakim. Neymiş, “Kürtler bizi sattı,” bunu söyleyenler, en basitinden, propaganda çalışmaları sırasında halay çektiği için gözaltına alınan Kürtleri bile görmeden faturayı Kürtlere çıkarıyor. Yarışın eşit şartlar altında olmadığı ortadayken yapılan suçlamalar, günah keçisi aramaktan öteye geçmiyor.