Orta Doğu pek çok çatışmayı aynı anda yaşıyor. Bölgesel düzeyde Rusya ve Türkiye, mezhepsel düzeyde Sünniler ve Şiiler, etnik düzeyde Kürtler, Araplar ve Türkmenler, siyasi düzeyde de ABD liderliğindeki cepheyle Rusya liderliğindeki cephe karşı karşıya. Bu durum Irak halkını sayısız çabaya rağmen çözümsüz krizlerin içine sürükledi. Bölgesel ve küresel aktörler ise kendi menfaatlerini korumak adına bu çatışmalara büyük yatırımlar yapıyor.
Büyük güçlerin Orta Doğu’ya müdahaleleri halkları siyasi araçlara dönüştürdü. Her bir topluluk hasmıyla mücadele ederken hamisinin gücüne bel bağlıyor. Tablo değiştikçe çatışan güçlerin rollerine ilişkin mezhepçi toplumsal algılar da değiştiriyor.