Türkiye, İslam dinini ve gereklerini kendi kültürü ile harmanlayarak yaşamayı becerebilen ender toplumlardan biri. Bunun en önemli göstergesi Ramazan ayıdır. Ramazan, bu topraklarda, belli saatlerde aç olup sonra yemek yemekten öte; yemeği kalabalık sofralarda bitmeyen muhabbete dönüştüren ardından sokakları şenlik havasına çeviren bir festival havasında geçer. Maksat hem ibadet hem muhabbet oluverir.
Kalabalık iftar sofralarına aracılık edenlerin başında parti ayrımı yapmaksızın tüm belediyelerin açtığı iftar çadırları geliyor. İlk başta amaç yoksulların bu çadırlardan faydalanması olsa da zaman içinde burası bir muhabbet yuvasına dönmüş. Geçen cumartesi başkent Ankara’nın merkezindeki Gençlik Parkı’nda belediyenin açtığı iftar çadırındaydım. Çadır diye anılıyor ama burası çimler üzerine uzun masaların kurulduğu, havuz başında 2 bin 500 kişiye ev sahipliği yapan bir mekân aslında.