Hamas’ın silahlı kanadı, 1 Temmuz’da Sina Yarımadası’ndaki büyük terör saldırısını gerçekleştiren Sina Vilayeti örgütüyle iş birliği yaptı mı? Bu soru Hamas için kritik önemde. Konunun sadece Hamas’ın Mısır’la ilişkilerini değil, bir bütün olarak hareketin geleceğini etkilemesi bekleniyor. Sina’da bugüne dek düzenlenen en büyük terör eylemi olan 1 Temmuz saldırısı, Hamas siyasi kanadının Mısır Cumhurbaşkanı Abdül Fettah El Sisi’yle sancılı ilişkilerin istikrara kavuştuğuna, aranın düzelmeye başladığına, gerilimin yatışmak üzere olduğuna inandığı bir dönemde meydana geldi. Gel gör ki Hamas yine suçlamalarla karşı karşıya ve Hamas liderleri kendilerini savunmak durumunda.
Hamas liderleri İsmail Haniye, Musa Ebu Marzuk ve silahlı kanat sözcüsü Ebu Ubeyde İslam Devleti (İD) ile bağlantılı olan Sina Vilayeti ile herhangi bir irtibat içinde olduklarını hemen yalanladılar. El Kudüs kanalına konuşan Ebu Marzuk “kara radikalizm” diye tabir ettiği akımlarla Hamas’ın nasıl mücadele ettiğinin Gazze’de herkesin malumu olduğunu söyledi. Ebu Marzuk bu sözleriyle Hamas’ın Selefilere yönelik son haftalarda başlattığı tutuklama dalgasını kastediyordu. Selefi gruplar İsrail’e roket atarak Hamas’ı köşeye sıkıştırmaya çalışmıştı. Zira İsrail kendisine atılan tüm roketlerden Hamas’ı sorumlu tutuyor.
Sisi rejimiyle iyi ilişkiler içinde olduğu söylenen Ebu Marzuk savunma amaçlı propaganda görevini üstlenirken, Mısır nezdinde “istenmeyen adam” muamelesi gören Hamas lideri Halid Meşal sessizliğini korudu. Meşal’in ağzından çıkacak her söz sancılı ilişkilere muhtemelen iyice zarar verirdi.
Mısır’la ilişkilerin krize girmesinden bu yana Hamas tarafındaki lider boşluğunu dolduran Ebu Marzuk, gerilimi yatıştırmak için elinden geleni yaptı. Ebu Marzuk, Hamas’ın Sina’daki teröristlerle iş birliği yapmaktan hiçbir çıkarı olmadığı gibi sınırdaki terör saldırısından Hamas’ın da bizzat zarar gördüğünü kaydetti. Ona göre Mısır ne zaman Refah sınır kapısını açmaya niyetlense her şeyi alt üst eden kanlı bir saldırı meydana geliyor. “Bunlar Gazze halkı başta olmak üzere Filistinlilerin güvenliğine zarar veriyor.” diyen Ebu Marzuk, saldırıların Hamas-Mısır ilişkilerini de zedelediğini belirtti.
Öte yandan El Cezire Arapça kanalına çıkan İsrail’in Filistin bölgelerindeki koordinatörü Tümgeneral Yoav Mordehay saldırıyı düzenleyen Sina Vilayeti örgütünün Hamas tarafından desteklendiği, hatta Hamas’tan silah yardımı aldığı yönünde istihbarat sahibi olduklarını kaydetti. Mordehay, Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları’nda birim komutanı olan Vael Faraç’ın cihatçı örgütün yaralı bazı militanlarını Gazze’ye sokup hastanelere yerleştirdiğini, silahlı kanat mensuplarının İD bağlantılı örgütle yakın ilişkiler içinde olduğunu öne sürdü.
Mısır bu iddialar karşısında itidalli bir tutum sergiledi. Sina’ya giden Sisi, hemen El Kassam Tugayları’nı suçlamaya atlamadı. Ancak Hamas liderleri krizin kapanmadığının farkında. Mısır Hamas’ın sorumsuzluğunu henüz ilan etmiş değil. Hamas’a göre İsrail, iş birliğini kanıtlayan delillere sahip olduğu konusunda Mısır’ı ikna etmeye çalışıyor ve Mısır rejiminin gönlünü almak için son aylarda köprüler kurmaya başlayan Hamas’ın Kahire’yle arasını bozmaya çalışıyor.
Hamas liderlerinin bu kuşkuları tam anlamıyla dağıtması her hâlükârda zor olacak. Son haftalarda Sina’da Mısır güvenlik güçleriyle arbedelerde yaralanan bazı kişiler Gazze’nin Refah kentindeki El Naccar Hastanesi’ne getirildi. Yaralıların El Kassam Tugayları tarafından getirildiği sır değil. Refah sakinleri, yaralıların Hamas’a ait “askeri” araçlarla taşındığına ve seçkin sağlık personeli tarafından tedavi edildiğine tanıklık etti. Bilgisine başvurduğum bir Refah sakini, yaralıların Gazze’de tedavi görmesinin Sina’da şu ya da bu tarafa destek anlamına gelmediğini, bunun insani bir olay olup İsrail’in Golan Tepeleri’nde Suriyeli yaralıları tedavi etmesinden farksız olduğunu söyledi.
Gazze’deki gelişmeleri yakından takip eden Filistin Yönetimi’nden kıdemli bir güvenlik görevlisi ise Al-Monitor’a yaptığı açıklamada El Kassam mensuplarının Sina Yarımadası’nda çeşitli silahlı gruplarla iş birliği yaptığının hem Filistin Yönetimi hem İsrail istihbaratı hem de Mısır istihbaratı tarafından çok iyi bilindiğini söyledi. Kimliğinin gizli kalması kaydıyla konuşan kaynak, bu ortak bilginin operasyonel bir varsayım olmadığını, aksine iki tarafta faal olan şahısların kimliklerini de kapsayan sağlam ve net bir bilgi olduğunu kaydetti.
Filistinli kaynağa göre Faraç’ın Mordehay tarafından El Cezire’de ifşa edilen faaliyetleri uzun zamandır sürüyor ve biliniyor. Yine aynı kaynağın aktardıklarına göre silahlı kanadın lider kadrosu, İsrail’in Gazze’den çekildiği 2005 yılı öncesinde Sina’da yardım alabildiği herkesle yoğun kaçakçılık faaliyetleri yürüttü ve bu bağlar Gazze’ye uygulanan ablukayla birlikte arttı. Mısır’daki Müslüman Kardeşler yönetiminin temmuz 2013’te devrilmesi ve o güne dek ordunun başı olan Sisi’nin iktidara gelmesiyle bu yakın ilişkiler doruğa ulaştı. Mısır ordusu Refah’taki kaçakçılık tünellerini kapatıp sınırda bir tampon bölge oluşturunca silahlı kanat Mısır ordusuna bakışında stratejik değişikliğe gitti. Sina’daki ve Hamas dâhil Gazze Şeridi’ndeki silahlı gruplar bugün Mısır ordusunu düşman olarak görüyor, hedef olarak da Mısır askerini vurmaya ve onun Sina’daki gücünü zayıflatmaya çalışıyor.
Hamas mensupları ile Sina Yarımadası’ndaki cihatçılar arasında yıllar içerisinde karşılıklı çıkara dayalı girift bir ilişki oluştu. El Kassam Tugayları, Sina Vilayeti ve Eknaf Beyt El Makdis gibi İD bağlantılı örgütler ve başka bazı terörist grupların yardımıyla Gazze’ye silah ve mühimmatın yanı sıra mazot ve inşaat malzemeleri gibi maddeler soktu. Bunun karşılığında Hamas da onlara Sudan ve Libya’dan kaçırılan önemli miktarda silah sağladı. Böylece Hamas siyasi liderlerinden hiç kimsenin kökünü sökemeyeceği karşılıklı bir bağ oluştu.
Hamas siyasi kadrosunun yöneticileri bu faydacı ilişkinin yapısını çok iyi biliyor. Zira bu yöneticiler, İsrail’in Gazze’yi ablukaya aldığı haziran 2007’den itibaren Selahaddin Projesi olarak bilinen Mısır ve İsrail’e tünellerin yapımı konusunda El Kassam liderlerini teşvik etti. Bu amaç uğuruna her yol mubahtı. “Kara radikalizm” ile bilerek ilişki kurmak da buna dâhildi. Şimdi Hamas için hesap zamanı geldi ve faturayı ödemek her zaman olduğu gibi Gazze halkına düşecek.