Bağdat’ta gazete satıcısı olan Muhammed Ali Ahmed, ABD’nin İslam Devleti’ni (İD) yok edeceğine inananları büyük şaşkınlıkla karşılıyor. Al-Monitor’un telefonla görüştüğü Ahmed, ABD’nin İD’i bizzat yarattığını ve bertaraf edilmesine izin vermeyeceğini düşünüyor.
Iraklılar ve genel olarak Araplar arasında yaygın olan bu inanış, İD’in kuruluşunun arkasında CIA’nın olduğunu iddia eden Irak ve Arap medyası tarafından körükleniyor.
Bu sadece sıradan Iraklıların değil, siyasetçi ve gazetecilerin de inandığı bir şey. Eski başbakan Nuri El Maliki’ye yakınlığı ile bilinen bir internet sitesi bunun tipik bir örneğini sunuyor. Sitede yayımlanan ayrıntılı bir yazıda İD’in İsrail’in kürseler politikalarına engel olan devletlere darbe vurmak için ABD öncülüğünde kurulan bir tezgâh olduğu öne sürülüyor.
Yüksek İslami Konsey ile bağlantılı, Maliki karşıtı uydu kanalı El Fırat da aynı fikirde. Kanal, temmuz 2014’ten beri ABD’nin bazı devletleri zayıf düşürmek ve kontrolüne almak için İD’i kurduğunu iddia eden haberler yayımlıyor.
Kuşkucular, ABD’nin kamuoyunda aldığı İD karşıtı tavrı açıkça çelişkili buluyor. Zira onların iddiasına göre ABD bir yandan İD’e karşı savaşıyor bir yandan da örgüte silah sağlıyor. Bu iddia, büyük ölçüde ekim 2014’te ABD önderliğindeki uluslararası koalisyonun Kürt Peşmerge güçlerine havadan silah atarken kargolardan birinin İD’in eline geçmesi hadisesine dayanıyor. ABD Savunma Bakanlığı, olayı doğrulamış ve kargonun muhtemelen rüzgârın etkisiyle rotasından çıktığını söylemişti.
Maliki’nin Hukuk Devleti Koalisyonu, 4 Şubat’ta parlamentoya seslenerek ABD’nin İD’e defalarca silah sağladığı iddialarına ilişkin araştırma başlatılmasını istedi.
El Kadisiye Üniversitesi’nde modern edebiyat eleştirisi alanında öğretim görevlisi olan Hamza Fadıl Yusuf’un aktardığı bilgiye göre kent halkı, uluslararası koalisyonun Arı Kovanı Harekâtı adında bir operasyon yürüttüğü teorisine yaygın bir şekilde inanıyor.
Al-Monitor’un Divaniye’de telefonla ulaştığı Yusuf bu teoriyi şöyle anlatıyor: “İnsanlar, ABD’nin belli bir bölgeyi bombalayıp İD militanlarını yok ettiğine ve sonra oraya Şii halk seferberlik güçlerinin girmesine izin verdiğine inanıyor. ABD sonra İD’i o bölgeye dönmeye ve Şii militanları yok etmeye teşvik ediyor, sonra da bir daha İD’i bombalıyor. Bu senaryoya göre neticede her iki taraftan da azami sayıda militanın öldürülmesi sağlanıyor.’’
Yusuf’a göre insanların bu senaryoya inanması İD’le çatışmalara katılan halk seferberlik mensuplarının anlattığı hikâyelere dayanıyor. Bu kişiler, bir bölgeyi İD kontrolünden kurtardıkları anda ABD tarafından yalnız bırakıldıklarını iddia ediyor. Buna göre ABD’nin bu tavrı, İD militanlarının bir arı kovanı gibi tekrar bir araya gelerek kurtarılmış bölgeyi yeniden işgal etmesine olanak veriyor ve ABD de onları bir daha hedef alıyor.
ABD’nin İD’le mücadele gayretlerine yönelik kuşkuların birkaç kökeni var.
Süregelen İsrail-Filistin ihtilafı bunlardan biri. Diğer Araplar gibi Iraklılar da ABD’nin 60 yılı aşkındır İsrail’in çıkarlarını hep Arap çıkarlarının üstünde tuttuğunu düşünüyor. Bunun sonucunda Arapların ABD’nin desteğine olan güveni sarsılmış durumda.
Iraklıların ABD’nin samimiyetinden kuşkulanmak için iki nedeni daha var. Başkan George H.W. Bush’un 1991’de Saddam Hüseyin rejimine karşı onları ayaklanmaya teşvik ettiğini, fakat halk ayaklanması başlayınca ABD’nin onları yüzüstü bıraktığını ve Saddam güçlerinin ayaklanmayı bastırmasına, isyancıları yok edip toplu mezarlara gömmesine izin verdiğini hâlâ hatırlıyorlar.
Yusuf, yaşadığı kentte birçok insanın bu olaydan dolayı ABD’yi affedemediğini, Washington’un geçmişteki karnesi nedeniyle bugün ABD’nin onları terörden kurtarma niyetine de inanmadığını belirtiyor.
Iraklılar arasında bu inancı pekiştiren bir başka neden de 2003’te ABD öncülüğündeki işgalin ardından yaşananlar. Iraklılar, işgalin akabinde ülkenin 10 yıldır terör ve kaosun pençesinde olmasının bir rastlantı olmadığına inanıyor. Bunun ABD’nin planladığı bir proje olduğunu düşünüyor.
Bu tip yorumlara Irak medyasında sıkça rastlanıyor. Örneğin El Bayna El Cedid gazetesi, ABD uçaklarının İD’e silah ve cephane attığı iddialarına sürekli olarak yer veriyor. El Musakaf haber sitesi de bu konuyu ana sayfasında yayımladığı detaylı bir çalışmada ele alıyor. Site, ABD Savunma Bakanı’nın ve Irak Başbakanı Haydar El Abadi’nin iddiaları yalanladığını da belirtiyor ancak yine de ABD’nin İD’e silah verdiği sonucuna varıyor.
ABD’nin terörle savaş ve Irak’ı yeniden yapılandırma sözlerine dair kuşkuları körükleyen nedenler dikkate alındığında terörle savaş ne kadar uzarsa bu kuşkuların da o kadar artacağı anlaşılıyor.