İran hükümetinin gazetecilere ve kadınlara yaptığı baskılara rağmen İran gazetelerinin yazı işlerinde çalışan kadın sayısı son yıllarda artış gösteriyor. Ancak erkek meslektaşları tarafından uygulanan ayrımcılık kadınlar için hâlen ciddi bir sorun.
İran’da gazetecilere ilişkin kesin istatistikler olmadığı için kadın gazeteci sayısı da tam bilinmiyor. Ancak Kültür ve İslami İrşat Bakanlığı’nın verilerine göre mart 2010 itibarıyla İran’da 8 bin 44 gazeteci çalışıyor ve bunların 3 bin 455’i, yani yüzde 42’si kadın.
İran’da kadın gazetecilerin sayısı geçtiğimiz 20 yıl içinde büyük artış gösterdi. 1992’de yapılan bir araştırmaya göre İran’daki 2 bin 145 gazetecinin yalnızca 278’i (yüzde 13’ü) kadındı.
Al-Monitor’a bilgi veren gazetecilere göre bugün İran’ın reform yanlısı gazetelerinin yazı işleri kadrolarının yarısından fazlası kadın. Önde gelen reform yanlısı bir gazetenin yazı işlerinde çalışan bir gazeteci Al-Monitor’a şöyle diyor: “Sanırım reform yanlısı gazetelerde çalışan gazetecilerin yüzde 60 ila 70’i kadınlardan oluşuyor.”
Kadın editör ve gazeteciler, İran basınında önemli yöneticilik pozisyonları da üstlenmiş durumda. Örneğin Şark gazetesinin dış haberler, toplum ve edebiyat bölümlerinin editörleri kadın. İtimat gazetesinin yazı işlerinin de neredeyse yarısı kadın. Kanun gazetesi ile önde gelen entelektüel bir yayın olan aylık Andişe-Puya dergisinin genel yayın yönetmeni yardımcıları da kadın. İran’ın en kıdemli gazetecilerinden Şahla Şerkat, kadın haklarını savunan haftalık Zanan-e Emruz dergisinin genel yayın yönetmeni. Kadın editörlerin çalıştığı diğer kuruluşlar arasında aylık İran-e Ferda, tanınmış muhalif gruplardan Melli-Mezhebi’nin sahip olduğu Milliyetçi Dini Parti dergisi ve aylık Sinema Edebiyat dergisi yer alıyor. Muhafazakâr yayınlarda da kayda değer sayıda kadın gazeteci çalışıyor. Örneğin haftalık yayımlanan Mosalas’ta dış haberler şefinin yanı sıra 20 kişilik yazı işleri kadrosunun yedisi kadın.
Tahran’daki Sure Üniversitesi’nden bir iletişim hocası Al-Monitor’a öğrencilerinin yaklaşık yüzde 80’inin kadın olduğunu söylüyor. İranlı kadınların bu mesleğe yönelmesinde belli toplumsal ve ekonomik etmenlerin etkili olduğuna inanan öğretim görevlisi şöyle diyor: “Gazetecilik İran’da düşük gelirli ve iş güvenliği olmayan bir meslek. Bunlar kadınlar için kilit konular değil, ama erkekler için durum farklı. Evlendikten sonra mesleği bırakan birçok erkek gazeteci tanıyorum. Öte yandan geliri düşük olsa da toplumsal statü arayışında olan pek çok kadın var. Bu amaçlarına gazetecilik aracılığıyla ulaşabiliyorlar.”
Gazetelerde istihdam bakımından nispi bir cinsiyet dengesi olsa da kadın gazeteciler hâlen engellerle karşılaştıklarını söylüyor.
Reform yanlısı İptikar gazetesinde çalışan bir kadın gazeteci isminin açıklanmaması kaydıyla Al-Monitor’a şöyle konuşuyor: “Yazı işlerinde kadın gazeteci sayısı artmış olsa da kadınlar hassas konularda fazla güç sahibi değil. Örneğin kadın gazeteciler sadece ayda bir ya da iki kez köşe yazısı yazabiliyor. Çoğu zaman saha araştırması ya da yerel haberler yapmamızı istiyorlar. Yani biz çoğu zaman eğlence, kazalar ve yerel olaylar üzerine yazıyoruz. Önemli röportajlar ise genelde erkeklere veriliyor. Örneğin Ayetullah Haşimi Rafsancani ile röportaja bir kadını göndermezler. Siyasi ve diplomatik analizleri de erkekler yazar. Kadın yöneticilerin ve genel yayın yönetmenlerinin sayısı artsa da kadın-erkek oranı hâlen çok düşük, bire 10’luk bir oran diyebiliriz.”
İtimat gazetesinden bir erkek gazeteci ise ayrımcılık iddialarını reddetmeye çalışırken farkında olmadan kadınlara yönelik ayrımcı bakışı teyit ediyor: “Ben bireysel tecrübeme dayanarak kadınların teorik konulara fazla kafa yormadığını söyleyebilirim. Erkek meslektaşlarına oranla daha az okuyorlar, olayların derinine yeterince inmiyorlar. İşleri için hayatlarından fedakârlık yapmıyorlar. Bilgi düzeyinde kalmakla yetiniyor ve daha ileri gitmiyorlar. Bunun cinsiyetle ilgisi yok. Bu bir bahane. Kimse yeterince bilgi sahibi olmadan köşe yazısı yazamaz. (...) Ama bir uyuşturucu haberi sınırlı bilgiyle de yazılabilir. Geçtiğimiz 10-15 yıl içinde iyi kadın köşe yazarlarımız da oldu. Ferzane Rustaye, Cila Bani Yakup ve Şadi Sadr bunlara örnektir. Yani mesele ayrımcılık değil. Kadınlar idari, teorik ve analitik konularda erkekler kadar ciddi değil. Erkek egemen bakışın resmin tamamen dışında olduğunu söylemiyorum ama asıl sebebin bu olmadığını düşünüyorum.”
Bu görüşe kadın hakları aktivisti olan bir kadın gazeteci de katılıyor. Gazeteci isminin açıklanmaması kaydıyla Al-Monitor’a şöyle konuşuyor: “Bence ayrımcılık karşıtı ve feminist faaliyetlerle daha fazla mesafe alamayız. Kadın gazetecilerin erkeklerle daha eşit konuma gelebilmesi için daha çok okuması, daha az uyuması ve daha çok çalışması lazım.”
Cinsel taciz kadın gazetecilerin mustarip olduğu bir başka sorun. Devrim Muhafızları’na yakın Fars Haber Ajansı’ndan bir kadın gazeteci cinsiyetçi baskıyı şöyle anlatıyor: “Burada daha fazla maaş veriyorlar. Ama yazı işlerindeki üst düzey erkeklerin bakışlarına da daha fazla maruz kalıyoruz.”
Hükümete yakın bir medya yöneticisinin bu konudaki görüşleri de şöyle: “Çalışma ortamı kadınlar için kimi zaman tekinsiz olabiliyor. Ahlaksız arzular peşinde koşan erkeklerin suiistimalleri, kadınları ilerlemekten alıkoyabiliyor ya da bazen ani ve haksız yükselmelere vesile olabiliyor.”
İran’daki kadın gazeteciler ilerleme kaydetmiş görünse de gazetelerin siyaset ve ekonomi sayfalarında hâlen yeteri kadar temsil edilmiyorlar, editoryal pozisyonlarda hâlen erkeklerin çok gerisindeler. Ancak kadınlar elbette gelecekte bunun dengeleneceğini umuyorlar.