Hükümetle bağlantılı kişileri hedef alan 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasının ardından Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ‘devlet içinde paralel yapı’ olarak niteleyerek savaş ilan ettiği Gülen Cemaati’ne ait 160 ülkeye yayılmış okulların kaderi tartışılıyor.
Sayıları 2 bini aşan okulların kapanabileceği korkusu, Erdoğan’ın ocakta büyükelçiler toplantısında “Bu örgütün deşifre edilmesi lazım. Sorumluluk tek tek büyükelçilerimizin omuzlarındadır” diyerek verdiği talimatla başladı. Cemaate göre ‘bu talimatın hedefinde şimdiye kadar ‘Türkiye’nin en başarılı ihracat markası’ olarak nitelenen bu okullar da var. İddia şu: “Dışişleri okulları kapattırmak için lobi faaliyeti yürütüyor.” Suçlamanın muhatabı Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise en son 10 Nisan’daki demecinde “Hayır kapatmak diye bir talimat yok. Nerden çıkmış? Dışişlerinin herhangi bir kararında böyle bir şey yok ama şu talimat açık: Türkiye Cumhuriyeti devletine bir şekilde hakaret eden ya da onun aleyhine faaliyet yapan, her türlü, kim yaparsa yapsın gereği yapılır" yanıtını verdi. Davutoğlu "O okulların her bir taşında bizim emeğimiz var" diye de ekledi. Davutoğlu öncesinde BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine destek aramak için gittiği New York’ta yabancı temsilciliklere Türkiye hükümetini karalamaya yönelik mektuplar gönderildiğini belirterek “ABD'de bulunan bu okullarla ilgili bazı sivil toplum kuruluşu liderlerinin, yabancı temsilcilere Türkiye'yi şikâyet eden mektuplarını gördüğümüzde, gerçekten nereye hizmet ettiklerini sorgulamak gerektiğini düşündüm” dedi. Cemaate yakın yayın organları bunu inkar edilen talimatın itirafı olarak yorumladı.