Irak Kürdistanı’nın en büyük şehri Erbil’de bulunan Türk konsolosluğunun karşısındaki meydan, Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetini kınayan birçok gösteriye şahit olmuştur.
Ne var ki son zamanlarda işler değişti. Meydandaki göstericilerin ellerinde artık Erdoğan’ın resimleri, partisinin flamaları ve Türk bayrakları var. Türkiye’deki hükümet karşıtı gösterilerin Erdoğan’ı devirmesi halinde Kürt-Türk ilişkilerinin etkilenmesi olasılığı bu göstericileri ürkütüyor.
Iraklı Kürtler ve Türklerden oluşan bir grup, 15 Haziran’da Erdoğan lehine bir gösteri düzenledi. Katılımcıların ellerinde Erdoğan’ın posterleri, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) flamaları ve kırmızı Türk bayrakları vardı.
Geçmiş yıllarda Erbil, sık sık Türkiye karşıtı gösterilere ev sahipliği yapmıştı. Bunların bazılarında PKK’yi hedefleme bahanesiyle Irak Kürdistanı’nın sınır bölgelerinin savaş uçaklarınca bombalanması veya top ateşine tutulması kınanmış, bazılarında ise Türkiye’deki Kürtlerin ulusal ve kültürel haklarından mahrum bırakılması protesto edilmişti.
İstanbul’da Taksim Meydanı’ndaki Gezi Parkı’nı etkileyecek bir inşaat projesine karşı 28 Mayıs’ta başlayan protesto, kısa sürede tırmandı ve güvenlik güçlerinin protestoculara sert müdahalesiyle birlikte Türkiye çapında hükümet karşıtı gösterilere dönüştü.
Erbil’deki göstericilerin başını çeken ve hem Kürtçe hem Türkçe konuşan Lund Mirani, okuduğu bildiride Türkiye’de “muhalefetin öncülük ettiği gösterilerin AKP hükümetini devirmeyi başarması halinde Kürt-Türk ilişkilerinin zarar göreceğinden endişe ettiklerini” belirtti.
Mirani daha sonra Al-Monitor’a şu açıklamayı yaptı: “Erdoğan’ın Türkiye’deki Kürtlerin ulusal haklarını tanıyan ilk başbakan olduğuna inanıyoruz. Erdoğan, ayrıca Irak’taki Kürdistan bölgesini de ziyaret etti ve Kürt liderleriyle görüşerek önemli bir adım attı. Türkiye’deki muhalefetin Türk ve Kürt halklarının tüm bu kazanımlarını yok etmek istediğini biliyoruz.”
Mirani, Erdoğan döneminde ekonomik ilişkilerin geliştiğine, yüzlerce Türk şirketinin bölgeye gelip yatırım yaptığına ve binlerce işçinin çalışmak üzere Irak Kürdistanı’na akın ettiğine dikkat çekti. Mirani’ye göre “Türk muhalefeti, İstanbul’da bir meydanda kesilecek birkaç ağacı bahane ederek bu kazanımlara ket vurmak istiyor.”
Türk-Kürt ilişkileri, son zamanlarda hem ekonomik hem siyasi alanda büyük bir gelişme kaydetti. Bu sürecin belki de en önemli aşaması Erdoğan’ın mart 2011’de Erbil’i ziyaret etmesi ve ziyaret esnasında Erbil Uluslararası Havaalanı’nın, Türk konsolosluğunun ve iki Türk bankasının açılışını yapmasıydı. Erdoğan ayrıca Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKB) Başkanı Mesud Barzani ile görüşmüştü.
IKB’deki Ticaret ve Sanayi Bakanlığı’nın verilerine göre, Irak Kürdistanı’nda kayıtlı 2250 yabancı şirketin yaklaşık yarısı otelcilik, lokantacılık ve diğer iş alanlarında faaliyet gösteren Türk şirketlerinden oluşmaktadır. Bunun yanı sıra, binlerce Türk işçisi bölgedeki inşaat projelerinde çalışmaktadır.
Petrol sektöründe de IKB ile Türk hükümeti arasında güçlü ilişkiler bulunmaktadır. Bunların en önemlisi, bölgenin petrol kuyularını Türkiye’deki Ceyhan Limanı’na bağlamak üzere petrol boru hattının uzatılmasını öngören ve 2014’ün sonunda tamamlanması planlanan projedir.
IKB, bölgenin petrolünü doğrudan dünya pazarına taşıyacak bir petrol boru hattının 2014 sonunda ya da en geç 2015 başında tamamlanacağını söylüyor. Bölgenin petrol kuyuları daha önce Kerkük ile Ceyhan arasında var olan Irak-Türkiye petrol hattına bağlıydı.
Türk-Kürt yakınlaşmasını takip eden iktisatçı ve analistler de Türkiye’deki gösterilerin Erdoğan hükümetini alaşağı etmeyi başarması halinde bu ilişkilerin etkileneceğini kabul ediyor.
Dohuk Üniversitesi’nin öğretim üyelerinden Türk-Kürt ilişkileri uzmanı İyad Ajaj konu hakkında Al-Monitor’a şöyle konuştu: “Türkiye’de Kürtlerle hâlihazırda sürmekte olan barış süreci bağlamında Erdoğan’ın izlediği siyasete yönelik itirazlar ve şiddetli muhalefet söz konusu, özellikle de AKP ve Milliyetçi Hareket Partisi çevrelerinde. Türkiye ile bölge arasında devamlılık kazanmış bir ekonomik çember söz konusu. Şüphesiz ki Türkiye’de meydana gelecek herhangi bir iç kargaşa bu ilişkileri etkiler.”
IKB açısından Türkiye, bölgenin Avrupa ülkelerine ve Akdeniz üzerinden dünya pazarına açılmasını sağlayan tek güzergâh, özellikle de Suriye’deki savaşın Suriye limanları üzerinden yapılan ticareti imkânsız hale getirmesinden sonra.
Ajaj’a göre, “Gerginlik sadece Kürdistan bölgesini değil Türkiye ile ileri derece ekonomik bağlara sahip tüm ülkeleri etkileyebilir.”
Kürt akademisyen ve iktisat yorumcusu İdris Ramadan’a göre eğer Türkiye’deki gösteriler iç meseleler bağlamında, Türk, Kürt dâhil tüm Türk halkının haklarını savunmak üzere yapılıyorsa o zaman ikili ilişkiler etkilenmez. Ancak, “eğer gösteriler AKP hükümetini hedefleyip Erdoğan’ı devirme amacı taşıyorsa Türkiye’nin Kürdistan bölgesiyle olan ekonomik ilişkileri etkilenir.”
Ramadan sözlerini şöyle tamamlıyor: “Siyaset ve ekonomi aynı madalyonun iki tarafıdır. Bu ilişkiler Erdoğan döneminde dönüşüp geliştiğine göre Türkiye’de yönetim sisteminde herhangi bir değişiklik, Kürt-Türk ilişkilerinde de bir darbeye yol açar.”
Abdel Hamid Zebari, Al Monitor’un Irak’ın Nabzı bölümü yazarlarından birdir. Erbil’de hem yazılı basın hem radyo alanında çalışan Zebari’nin haberleri, Agence France-Presse ve Özgür Avrupa Radyosu dâhil bir dizi yerel ve uluslararası medyada yayımlanmıştır.