İkinci turu 28 Mayıs’ta yapılan seçimden sonra Türk dış politikasının ne yöne gideceği popüler bir konu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan muhalefetin dış politikada vaat ettiği bazı değişiklikleri öncesinden satın aldı.
Suriye’de Esad yönetimini devirmekten Şam’la ilişkileri normalleştirmeye dönen politikada görülen kırılma bunların başında geliyor. İktidarda kimin olacağından bağımsız olarak Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) sonra İsrail ve Mısır’la yürütülen normalleşme sürecine bağlı kalınacağı öngörülebilir.
En çetrefilli konu Suriye ile normalleşme süreci. Türkiye’yi radikal kararlar vermeyi gerektiren ciddi bir süreç bekliyor. Sığınmacıların ister zorla ister gönüllü olarak geri döndürülmesi seçim kampanyalarına damgasını vurdu. Bu konuda ilerleme olması, Şam’la ilişkilerin normalleşmesine ve devamında insanların dönebileceği yaşam alanlarının kurulmasına bağlı. Yeniden inşa süreci sadece Şam-Ankara barışıyla önü açılabilecek bir mesele de değil. Yaşam alanlarının oluşturulmasını içermesi gereken Şam-Ankara arasında yeni sayfa, ABD ve AB’den gelen itirazları da aşmak durumunda.
Moskova’da dörtlü toplantıların sonuncusunda ilişkilerin normalleşmesine yönelik teknik komitenin kurulması öngörülse de liderler buluşması için Şam’ın öne sürdüğü koşullar geri çekilmedi.