Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı karşısında ne Kiev ne de Moskova’dan vazgeçebileceklerini belirten Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın izlemeye çalıştığı “denge siyaseti” basitçe bir çekilmeyi içermiyor. Erdoğan bu krizde Türkiye’yi herhangi bir NATO üyesinden farklı bir yere konumlandırıyor. Bunda NATO’yu memnun edecek ve Rusya ile ilişkileri tehlikeye atacak boyutların yanı sıra NATO’nun ittifakla uyumsuz bulacağı ve Moskova’nın memnun kalacağı yönler de var. Erdoğan, Rusların işini zorlaştıracak şekilde Ukrayna’nın askeri kapasitesini artırırken Rusya’dan da Ankara’nın ikili siyasetindeki avantajlı taraflara bakmasını istiyor.
Kuşkusuz Ukrayna krizi Türk-Rus ilişkilerinin seyrini yeniden kodlayacak bir potansiyel taşıyor. Rusya lider Vladimir Putin, Erdoğan’ın ikili oyununa ikili oyunla yanıt verebilir. Yani 2015’te Suriye’de Rus uçağının düşürülmesinin ardından izlenen yaklaşımda olduğu gibi intikamı zamanı geldiğinde almak kaydıyla Batılı güçlerin yaptırımlarına eşlik etmeyen bir Türkiye’nin Rusya için nefes borusu olan pozisyonunu kullanabilir. Yine de bu yaklaşım Suriye gibi karşılaşma sahalarında Türkiye’ye “güvenli oyun” garantisi sunmuyor.