Toplumu yönetmede “algı üretimini” ana yöntem edinmiş görünen Erdoğan iktidarı, ekonomiyi yönetirken de “algı” oluşturmayı ön plana almış gibi. Özellikle ülkenin önemli yüzlerinden biri olan Merkez Bankası’nın vitrinini parlak göstermek ya da en azından “tamtakır” göstermemek için sıkça başvurulan işlemlerden biri, nazının geçtiği ülkelerle ikili para takası (swap) yapmak ve bunu dolarla ifade ederek rezervleri şişirmek.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) son iki yıldır Katar, Çin ve Güney Kore ile gerçekleştirdiği ikili para takası yani “swap” anlaşmalarına Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile yapılan anlaşma eklenirken, sırada bazı Türki cumhuriyetlerin ve Libya'nın olduğu öğrenildi.