GAZZE ŞEHRİ, Gazze Şeridi — Hamas yöneticisi Suphi El Yazıcı 18 Kasım’daki Facebook paylaşımında Gazzeli gençlerin artan göç eğilimini eleştirerek genç kesimlerde büyük bir öfke dalgasına neden oldu. Göçü Gazze Şeridi’ndeki vahim durum karşısında son seçenek olarak gören Hamas bağlantılı gençler bilhassa tepkiliydi.
Yazıcı, söz konusu yorumunu Hamas bağlantılı Savt El Aksa radyosunda sunucu olan gazeteci Vael Carvan’ın paylaşımına cevaben yaptı. “Sınır kapısı her açıldığında Gazze en kaliteli gençlerini kaybediyor.” diye yazan Carvan’a Yazıcı “Belki tam tersine Gazze riyakârlarından kurtuluyor.” şeklinde yanıt verdi. Bu yorum büyük tartışmalara neden olunca Carvan birkaç saat sonra “Burası karşılıklı hakaret platformuna dönüştü.” mesajıyla söz konusu paylaşımı sildi.
Mısır’ın Ayn Şems Üniversitesi’nden Kuran çalışmaları dalında doktora sahibi olan Yazıcı, halihazırda Gazze Şeridi’ndeki İslam Üniversitesi’nde Kuran dersleri veriyor ve camilerde vaazlık yapıyor. Daha önce Gazze’deki Diyanet İşleri Bakanlığı’nda vaaz ve rehberlik genel müdürü olan Yazıcı, Hamas’ın 1987 öncesi kurduğu ilk silahlı grupta yer almıştı.
Hamas’la bağlantılı veya örgüte yakın duran bir dizi sosyal medya kullanıcısı, Yazıcı’nın göç eden gençleri riyakâr olarak niteleyen yorumunu öfkeli mesajlarla kınadı. Hâlen yurt dışında bulunan genç Gazzeli göçmenler de Facebook sayfalarından tartışmaya dâhil oldu.
Yakın zamanda lisansüstü derecesini tamamlayan ve şu an Türkiye’de yaşayan 26 yaşındaki Halid Kreyzem Al-Monitor’a şöyle konuştu: “Hamaslı gençler önderliğe riayet mecburiyetine artık uymuyor ve Hamas’ın Dava (sosyoekonomik altyapı) ve üye toplama kollarında görev yapan bazı yöneticilerin tuhaf beyan ve mesajlarına isyan ediyor. Ancak Hamaslı gençlerin Hamas yönetimine yönelik eleştirileri ve diğer sosyal medya faaliyetleri denetleniyor. Gazze İçişleri Bakanlığı’ndan adını vermeyeceğim bir basın görevlisi bana Facebook üzerinden ulaştı. Yurt dışında olduğumu öğrenince Yazıcı’yı eleştiren paylaşımımı silmemi telkin etti ama ben kabul etmedim.”
Gazze’de Hamas denetimindeki Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda çalışmış olan ve uluslararası ilişkiler dalında lisansüstü derecesini tamamladıktan sonra Türkiye’de yaşayan 35 yaşındaki Rami El Cundi de Al-Monitor’a şöyle konuştu: “Hamas içindeki en kaliteli entelektüeller, doktora yapmış, eğitimli, seçkin kesimler göç eden Gazzeli gençleri riyakâr olarak niteliyorsa gerçekçi olması gereken, Hamaslı gençlere vatana hizmet konusunda yol göstermesi gereken bu kesimlere entelektüel riyakârlığın hâkim olduğu anlaşılıyor. Eğitim almak veya iş bulmak için ülkeden ayrılan Gazzeli gençleri bu yola iten tek neden ülkeyi mahveden ve vatandaşı kaçmaya sevk eden başarısız yönetimin sebep olduğu siyasi çatışmaların yarattığı yılgınlıktır.”
Burada şunu belirtmek gerekir: Hamas’a katılırken sadakat andı içen üyeler yönetimin emirlerine sorgusuz sualsiz uyma sözü veriyor. Hamas tüzüğünün 2. Maddesi’ne göre Müslüman Kardeşler’in bir kolu olan Hamas’ın sadakat yemininde altıncı ilke olarak “itaat”, yani emirlere daimî ve eksiksiz riayet yer alıyor.
Ancak Hamas mensupları artık bu sadakat yeminine bağlı değilmiş gibi Gazze’de giderek kötüleşen siyasi ve ekonomik duruma karşı seslerini görülmemiş ölçüde yükseltiyor.
Suudi Arabistan’da şeriat doktorası yapan 29 yaşındaki Gazzeli Abdullah Ebu Yusuf’a göre Yazıcı’nın sözleri, bazı Hamas yöneticilerinin girift sorunları ele alırken artık gençlerin umut, talep ve beklenti seviyesine ulaşamadığını gösteriyor. Al-Monitor’a konuşan Ebu Yusuf sözlerini şöyle sürdürdü: “Gençler arasında umutsuzluk ve yılgınlık artıyor. Yönetim ile halk tabanı arasındaki entelektüel ve ekonomik mesafe büyüyor. (…) Facebook’ta yapılan bir yorumun bu kadar yankı uyandırmasını beklemezdim. Bu durum, gençlerin artık seslerini yükselttiğine, Hamas yönetiminin karar ve fikirlerini sorgulayıp eleştirdiğine ve kamusal denetim rollerine giderek sahip çıktığına işaret ediyor. Bu aynı zamanda Hamas hareketi içinde eski fikirler ile gençlerin düşünceleri arasında uyumsuzluk olduğunu gösteriyor.”
Hamas bağlantılı El Aksa uydu kanalında çalışan 29 yaşındaki Muhammed El Kufi ise Facebook’tan şu mesajı paylaştı: “Seyahat büyük insanların yolculuğudur. Hiçbir başarı unsuru sunmayan ülkelerde de başarı yakalanabilir. Gazze’deki sıkıntıları inkâr edenler ya cahil ya da aptaldır.”
Gazze’de sınır kapılarından sorumlu birimin ve İçişleri ve Ulusal Güvenlik Bakanlığı’nın resmi verilerine göre 15 Kasım’dan 20 Kasım’a kadar açık kalan Mısır sınırındaki Refah Kapısı’ndan 2 bin 664 kişi çıkış yaptı. Bunların çoğu, yurt dışında çalışmak veya okumak isteyen genç insanlardı.
Carvan Al-Monitor’a yaptığı açıklamada şöyle konuştu: “Daha iyi bir hayat umuduyla Gazze’den gitmek isteyen gençleri kimse engelleme hakkına sahip değil. Gençlerin göç etmesi Gazze’nin pislikten arındığı anlamına gelmiyor. Çünkü bu vatan hepimizin. Genç Hamas mensuplarının benim paylaşımıma yaptığı yorumlar, Filistinli gençlerin gerek içeride gerek dışarıda başkalarıyla siyasi ortaklık yapma felsefesini giderek kavradığını ve benimsediğini gösteriyor.”
El Kudüs uydu kanalında gazeteci olan 37 yaşındaki Tamer El Şerif de aynı fikirde. Şerif, Facebook sayfasından Yazıcı’ya gösterdiği tepkide şöyle diyor: “Dünyanın tüm ülkelerindeki insanlar geçinmek, okumak, tedavi görmek veya gezmek amacıyla dünyayı dolaşıyor. Refah Sınır Kapısı her açıldığında Gazze’den çıkış yapanların da kendilerine göre sebep ve gerekçeleri var.”
Al-Monitor’un sorularını yanıtlayan Şerif şöyle konuştu: “Göçenlerin riyakâr olarak tanımlanması, hele de bunun saygın ve sevilen bir din adamı ve aydın tarafından yapılması doğru değil. Genç insanlar artık daha bilinçli, daha aydın. Hamas başta olmak üzere örgüt yöneticileri artık kendi düşüncelerini gençlere zorla dayatamaz.”
Görünen o ki Hamas’ın genç mensup ve yandaşları artık Hamas liderleri ile aralarında hem hayat tarzı hem düşünce biçimi açısından fark oluştuğunu hissediyor. Liderlerin fikir ve emirleri, başkalarına ve dünyaya karşı daha açık olunmasını isteyen genç nesillerin zihniyetiyle örtüşmüyor. Hamas mensuplarının yönetime ilk kez bu ölçüde karşı çıktığı düşünülürse bu, yönetimin düşünce tarzına karşı bir başkaldırının başlangıcı, Hamas’ın temel ideolojilerinden uzaklaşma olarak da görülebilir.