Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde (KBY) yeni yeni gelişen turizm sektörü 2014’ün başlarında etkileyici bir hızla büyüyordu. Yerli ve yabancı yatırımlar artmış, bölgesel başkent Erbil 2014 yılının Arap Turizm Başkenti seçilmişti. Ancak şubat ayına gelindiğinde İslam Devleti (İD) doğuya doğru hızla ilerledi ve Erbil’in 45 kilometre yakınına kadar gelerek Kürtleri şaşkınlığa uğrattı. Turistler ve tur şirketleri bölgeye yönelik gezileri iptal etti. O günden bu yana askeri koalisyon örgüte karşı bir dizi başarı sağlamış olsa da İD tehdidi hâlen sürüyor. Buna bölgede yaşanan insani kriz de eklenince Kürdistan turizm sektörü ciddi sıkıntılarla boğuşuyor. Son iki yılda büyük darbe yiyen sektörü 2016’da neler bekliyor?
Büyük düşüş
KBY Meclis Başkanı Yusuf Muhammed Sadık aralıkta yaptığı açıklamada Kürdistan ekonomisinin 2015’te “başarısız” olduğundan yakınırken bunda turizm sektörünün “ihmal edilmesinin” de etkili olduğunu belirtti.
Sadık’ın uyarısı temelsiz değildi. Kürdistan ekonomisinin başarısı sıklıkla turizm sektörüyle ilişkilendiriliyordu, özellikle de sektöre son dönemde yapılan yatırımın büyüklüğü dikkate alındığında. Erbil Vali Yardımcısı Tahir Abdullah 2014’ün açılısını yaparken özel sektörden 1 milyar dolar tutarında otel yatırımları için başvuru geldiğini, Turizm Genel İdaresi’nin 4 milyon turist ağırlamaya hazırlandığını ve bunların sadece yüzde 20’sinin yabancı olduğunu söylemişti. Turizm sektöründe faal olan kuruluşlarla daha 2007’de yapılan bir toplantıda da “Kürdistan Bölgesi’nde ekonominin turizm sektörünün gelişimi üzerinden kalkınması” yönünde ortak görüş beyan edilmişti.
Turizm rakamlarında yaşanan facia boyutundaki düşüşü bu açıdan görüp değerlendirmek gerekir. Southampton Üniversitesi’nde araştırmacı olan Saruk Sarki, Turizm Genel İdaresi’nin medya sorumlusundan aldığı bilgiye dayanarak yabancı ziyaretçi sayısındaki düşüşün 2014 yazından bu yana en az yüzde 50 olduğunu söylüyor.
The Other Iraq Tours isimli tur şirketinin kurucularından Douglas Layton ise yabancı ziyaretçilere ilişkin tespitini Al-Monitor’a şöyle ifade ediyor: “İD’in turizme etkisi vahim oldu. Turizm yüzde 50 oranında azalmadı, adeta sıfıra indi.”
İngiltere merkezli Steppes Travel şirketinden Paul Craven da bu görüşe katılıyor ve Al-Monitor’a şöyle diyor: “İD’in hem genel hem Kürdistan bölgesindeki eylemleri talebi adeta kuruttu.”
Uluslararası turistler için güvenlik o denli önemli ki son iki yılda yaşananlar aynı torbaya konduğu anlaşılan başka ülkelerin turizm sektörlerini bile etkiliyor. Craven’a göre “İnsanlar artık Umman ve Özbekistan gibi ülkeleri de gitmek istemedikleri yerlerle ilişkilendiriyor, ‘Müslüman devletler’ çağrışımı üzerinden onların da güvenliğini sorguluyor.”
Kasım ayında Sincar’ın geri alınması bir nebze olumlu hava yarattı. Buna Musul’u geri alma planları da eklenince işlerin 2016’da iyiye gideceği düşünülebilir. Ancak Sarki’nin de belirttiği gibi yerinden edilmiş binlerce insan ve sığınmacı Kürdistan yönetiminin kaynaklarını zorlarken turizm de mecburen öncelik olmaktan çıkıyor.
KBY’nin ABD’deki temsilcisi Bayan Sami Abdülrahman çalkantılı bir yılın ardından turizmde kriz olduğunu kabul ediyor. Al-Monitor’a yazılı açıklama yapan temsilci, KBY’nin “iki milyon civarında yerinden edilmiş insan ve sığınmacıya bakma sorumluluğuna” işaret ederek “Turizmin yavaşlaması şaşırtıcı değil.” diyor.
Çözüm stratejileri
Peki, sektördeki paydaşlar bu durumla nasıl baş etmeyi düşünüyor? Layton, gitmek isteyen her turist için gerekli güvenlik önlemlerinin alınacağını öne sürüyor ve ekliyor: “Tabii güneydeki kargaşaya el atılması lazım. (…) Dolayısıyla biz potansiyel şiddet olaylarına yakın sınır bölgelerine gitmiyoruz.”
Abdülrahman da duruma gerçekçi yaklaşıyor. Çatışmaların uzun süre daha devam edebileceğini kabul eden Abdülrahman, Kürt kültürünü tanıtma görevini her şeye rağmen sürdürdüğünü vurguluyor. Geçtiğimiz sene iki Kürt filminin gösterime girdiğini, bunlardan birinin Oscar Ödülü’ne aday gösterildiğini anlatan KBY temsilcisi, Layton’un 2015’in ortalarında tam da İD krizinin en sıcak günlerinde piyasaya çıkan “Kürdistan Gezi Rehberi” başlıklı kitabının tanıtımına destek olmuş.
Kitabın böyle bir dönemde piyasaya çıkmış olması Kürtlerin İD tehdidine boyun eğmediğinin işareti olarak da yorumlanabilir. Kürt askerleri, “ölümüne savaşanlar” anlamına gelen Peşmerge adıyla biliniyor. Bu direnme, teslim olmama anlayışı Kürtlerin İD karşıtı propagandasında da yoğun şekilde kullanılıyor. Layton da rehberi anlatırken şöyle diyor: “Bizler gibi dünyaya Kürdistan’ın İD’den korkmadığı mesajını vermek isteyen ve ileriye bakan Kürt şirketleri kitaba sponsor oldu.”
Kürdistan turizm sektörünün umutlarını yansıtan “Kürdistan Gezi Rehberi” için ABD’de olağanüstü bir tanıtım yapıldı. Tüm Kongre üyelerine şahsen dağıtılan kitap, Kürdistan Bölgesi’ne gitmek şu an pek mümkün görünmese de bölgenin kültürel tanıtımını yapmayı amaçlıyor. Bu tarz çalışmaları görev bilinciyle yaptığını belirten Abdülrahman “turistlerin geri geleceği günlere hazırlık yapmak” gerektiğini vurguluyor.
Ancak bu çalışmalar ne kadar başarılı olursa olsun geleceğin belirsiz olduğu ortada. Sarki son iki yılda yaşanan olayların bir turizm destinasyonu olarak Kürdistan’a uluslararası güveni hâlâ baltaladığını belirtiyor ve ekliyor: “Bölgedeki sosyoekonomik ve siyasi gelişmeler turizmin olumlu gelişmesine izin vermeyecek.”