Türkiye’nin İslam Devleti’ne (İD) ilişkin tutumu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 23 Eylül’de hükümetin örgüte karşı mücadeleye katılacağını açıklamasıyla biraz daha netleşti. Aslında, Türkiye, İD’i Ekim 2013’te “terör örgütü” listesine almıştı, ama Ankara’nın Şam rejimini Suriye’deki en temel sorun olarak konumlandırması örgüte dair kaygıları ikinci plana attı. Ankara’nın bu tehdide aymasında İD’in Haziran’da Musul Başkonsolosluğunu basıp 46 Türk vatandaşını rehin alması etkili oldu ancak bu sefer de rehineler nedeniyle eli kolu bağlandı.
Şimdi rehineler serbest kaldığı için Ankara İD’e karşı daha cesur bir duruş sergileyebiliyor. Ayrıca, Türkiye kamuoyu da bu duruşa karşı görünmüyor. Son New York Times makalemde de belirttiğim gibi: “İslam Devleti Türkiye toplumu için çok iticidir, zira topum kimi illiberal yönelimlere rağmen İslam’ın barışçıl ve demokrasiden yana olan yorumunu benimser.” Aylık araştırmalarla “Türkiye’nin Nabzı”nı tutan Metropol’ün 24 Eylül’de yayımlanan İD’e ilişkin kamuoyu araştırması da bu tespiti doğruluyor. 28 kentte 1.876 kişiyle yapılan araştırma sonuçları toplumda İD’e karşı büyük bir nefret olduğunu ortaya koydu. Araştırmadan önemli bazı satır başları şöyle:
-
“IŞİD’e sempati duyuyor musunuz?” sorusunu “evet” diye yanıtlayanların oranı yalnızca yüzde 1.3. Ak Parti seçmenleri özelinde ise bu oran sadece yüzde 2.2’ye yükseliyor. Araştırmaya katılanların ezici çoğunluğu, yüzde 93.6’sı soruyu “hayır” diye yanıtlarken, yüzde 5 ise kararsız kalmış.
-
“IŞİD’in Türkiye’ye karşı tehdit oluşturduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna “evet” diyenlerin oranı ise yüzde 59.3. Bu oran Ak Parti seçmenleri özelinde biraz azalarak, yüzde 49.8’e düşüyor. Ana muhalefet partisi seçmenleri arasında örgütü tehdit görenlerin oranı epey yüksek: yüzde 73.5. Örgütün Türkiye’yi tehdit etmediğini düşünenlerin oranı ise sadece yüzde 11.6.
-
İD’e karşı askeri operasyonları destekliyor musunuz? şeklindeki soruya“evet” diyenlerin oranı yüzde 67.3. Ancak “Türkiye’nin bu askeri operasyonların bir parçası olmasını destekliyor musunuz?” sorusunda bu oran yüzde 52’ye düşüyor. Görünüşe göre toplumun önemli bir kısmı Türkiye’nin doğrudan hedef olması yerine bu tehlikeli görevi diğer ülkelerin üstlenmesini tercih ediyor.
-
“IŞİD’in terör örgütü olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna “evet” diyenlerin oranı yüzde 79.8 ve bu soruya yalnızca yüzde 11.3’lük bir kesim “hayır” yanıtını vermiş. Bu soruya “evet” diyenlerin oranının Metropol’ün soruyu ilk kez sorduğu Haziran ayında yüzde 70.7 olması da dikkat çekici. Zira, İD’in yaz boyunca uyguladığı vahşet ve rehine krizi kamuoyundaki “terörist” algısını güçlendirmişe benziyor.
-
En ilginç sorulardan biri ise “IŞİD’in Türkiye’de örgütlendiğini düşünüyor musunuz?” şeklinde. Bu soruyu yüzde 52.6’lık bir kesim “evet” diye yanıtlamış. Bu konuda Ak Parti ile CHP seçmeni arasında kayda değer bir fark da söz konusu. Ankete katılan Ak Parti seçmeninin yalnızca yüzde 37.1’i; CHP seçmeninin ise yüzde 71.5’i soruya “evet” yanıtını vermiş. “El Kaide, El Nusra ya da IŞİD’in Türkiye’de bir terör eylemi yapacağını düşünüyor musunuz?” sorusuna da benzer yanıtlar gelmiş.
Bir diğer deyişle, neredeyse anketin tüm sonuçları, Ak Parti’nin “muhafazakar” tabanı da dahil İD’e karşı ülke çapınca bir nefret olduğunu gösteriyor. Örgütün Türkiye için tehdit oluşturduğunu düşünen CHP’lilerin oranı ise Ak Parti’lilerden daha fazla.
Bu arada, İD’e en şiddetli karşı çıkanlar arasında Halkların Demokratik Partisi (HDP) seçmeni yer alıyor. Bu seçmen grubu içinde Türkiye’nin İD’e karşı askeri operasyonlara katılması gerektiğini düşünenlerin oranı yüzde 82.3. Bu oran ülke genelinde ise yüzde 52 civarında. Ancak bu da anlaşılabilir bir sonuç, zira Türkiye’deki Kürtler, İD’in Irak ve Suriye’deki Kürtlere karşı giriştiği katliamlardan dolayı alarm halinde.
Elbette, bu olguların hiçbiri, Türkiye’de hiç İD sempatizanı olmadığı anlamına gelmez. Zaten araştırmaya göre katılımcıların yüzde 1.3’ü örgüte sempati besliyor ve yaklaşık 75 milyonluk bir nüfus için bu azımsanacak bir oran değil. El Nusra gibi nispeten daha ılımlı örgütlere duyulan sempati de bundan biraz daha fazla olabilir. Dolayısıyla İD ya da diğer örgütlerin Türkiye’de bazı devşirme faaliyetlerine girişmiş olması muhtemel. Bunun bir örneği de El Nusra’ya katılan ve 23 Eylül’deki ABD saldırısında öldürülen Ümit Yaşar Toprak’tır.
Ancak yine de cihatçılık Türkiye için halen marjinal bir yönelim ve cihatçılara, bilhassa da çok sayıda sivili öldürerek cihatın geleneksel ilkelerine aykırı davranan İD gibi örgütlere, duyulan sempati eser miktarda. Türkiyelilerin çoğunluğu ise İD’e ilişkin “yaptıklarının İslam’da yeri yok” diyen Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e katılıyor.