Filistinli liderlerin 23 Nisan’da imzaladığı uzlaşı anlaşması, tarafların arasındaki en tartışmalı konuya değinmedi: Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları’nın silahları. Her iki taraf da uzlaşmayı engelleyebilecek bu konuyu atlamayı tercih etti.
Al-Monitor’un Gazze Şeridi’ndeki Maliye Bakanlığı’ndan edindiği bilgiye göre işleri zorlaştıran bir diğer etmen, Hamas hükümetine bağlı kamu çalışanları arasında çoğu Kassam Tugayları’nda olmak üzere 25 bin kişinin güvenlik güçlerinde istihdam ediliyor olması. Bir Kassam askeri yetkilisine göre, yeni hükümet kurulduktan sonra bu çalışanlar, şu anki İçişleri Bakanlığı amirlerinden değil, Tugaylar komutasından emir alacak.
Hamas Dışişleri Bakanlığı’ndan 29 Nisan’da yapılan açıklamada şöyle dendi: “Uzlaşının başarısı önünde duran zorluklardan biri, Başkan Mahmud Abbas’ın kurulacak hükümetin (tüm silahların birleşik komuta altına alınması) ve Hamas’ın silah bırakması anlamına geldiği şeklindeki beyanatıdır.” Açıklamaya göre, Hamas’tan silahlarını teslim etmesini istemek söz konusu bile olamaz.
Yani anlaşılıyor ki Hamas ile El Fetih, Kassam Tugayları’nın silahları konusunu ertelemiş olsa da Hamas bu hassas meseleyi kendi içinde incelemeye devam ediyor. Hamas, yeni hükümetin kurulmasının ardından tugayın elindeki silahların gayrı meşru sayılmasından korkuyor. Zira Abbas, Kassam Tugayları’nı kastederek her ne isim altında olursa olsun devlet kontrolü dışındaki tüm silahların gayrı meşru olduğunu vurgulamaya devam ediyor.
Bu nedenledir ki 29 Nisan’da Hamas liderlerinden Mahmud El Zahar, uzlaşmadan Kassam üyelerinin Abbas’a bağlanması gibi bir sonucun doğmayacağını söylemek durumunda kaldı.
Uzlaşı görüşmelerinde yer alan üst düzey bir Hamas mensubu, Kassam Tugayları’nın akıbeti konusunda Al-Monitor’a şunları söyledi: “Kassam Tugayları’nın tasfiye edilmesi söz konusu olamaz, bunu talep edenler rüya görüyor. Uzlaşı, Filistin devletinin ulusal ordusunu temsil eden direnişin silahlı kanatları pahasına olmayacaktır. Bu yönde konuşanlar, ulusal bağlamın dışına çıkıyor. Zira Kassam’ın silahlarını teslim etmesi imkânsızdır, müzakereye açık bir konu değildir.”
Abbas’a yakın bir El Fetih yöneticisi ise Al-Monitor’a şöyle konuştu: “Kassam Tugayları dâhil Gazze’deki milislerin dağıtılmasını, tüm Filistinlilerin ordusu olarak bir tek Ulusal Güvenlik Güçleri’nin kalmasını sessizce konuşanlar var. Bu, Batı Şeria’daki durumun bir benzeri olacak ve sadece hükümete bağlı güvenlik güçleri silah taşıyabilecek.”
Aynı kaynak, Hamas’ın konuyu konuşmaya yanaşmadığından dert yandı: “Kassam Tugayları’nın askeri güç olarak sürmesinde ısrar ediliyor. Hamas, örgütün tasfiye edilip Filistin Yönetimi emniyet birimlerine dâhil edilmesine dönük her türlü girişimi reddettiğini defalarca söyledi. Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde de Kassam Tugayları’nı yok etmeyi düşünenlerin tarihin sayfalarından yok olacağını söyledi.”
El Fetih’e göre, uzlaşıya dönük hazırlıklar şubat ayı sonunda başladığında “Hamas, Kassam Tugayları’nın siyasi konulardan tamamen ayrı tutulmasına, (Kassam Tugayları) önderliğinin yeni hükümette yer almasına ve silahlı kanadın, Başkan’ın politikası doğrultusunda İsrail’le ateşkese bağlı kalmasına onay vermişti.”
İsminin yazılmaması kaydıyla Al-Monitor’a konuşan bir Hamas lideri ise Tugaylar’ın tasfiyesine dair tüm söylentileri reddederek şöyle dedi: “Bu laflara yanıt vermeye bile değmez. Filistin Yönetimi’nden önce kurulan Kassam Tugayları, İsrail’e ilişkin kendi bağımsız siyasetine sahiptir. Bu siyaset, yeni kurulacak hükümet dâhil hiç kimsenin vesayetinde değildir.”
Al-Monitor, Tugaylar’ın günde 24 saat askeri eğitim ve manevralar yaptığı Gazze’deki bir dizi noktayı dolaştı. Bu mekânların çoğu, “kurtarılmış” bölgelerde, yani daha doğrusu 2005’te terk edilen İsrail yerleşim bölgelerinde yer alıyor.
Bir Kassam Tugayları mensubu, Han Yunus’un güneyindeki bir askeri karakolun yakınlarında Al-Monitor’a şöyle dedi: “Filistin Yönetimi’nin güvenlik teşkilatına dâhil olunması düşünülmüyor. Zira birinci görev, Filistin halkını savunmaktır. Direniş hareketinin silahları meşrudur ve uzlaşı kapsamında da olsa kimse onlara el süremez. Kassam Tugayları olarak bizler, Hamas siyasi yönetiminin kararlarına güveniyoruz. Ancak bu, Filistin Yönetimi’nin uzlaşı sonrası Kassam’ın silahlarına el uzatmasının uzlaşı gayretlerini sabote edeceği gerçeğini değiştirmez.”
Uzlaşı anlaşmasının imzalanmasından sonra Hamas içinde yoğun görüşmeler yapıldı. Hamas liderleri, anlaşmayı anlatmak üzere hareketin örgütsel tabanıyla uzun toplantılar yaptı. Amaç, tabanı ikna etmekti. Zira kimileri anlaşmanın başarılı olacağına dair kuşkular dile getirmiş, kimileri de anlaşmanın Kassam’ın silahları pahasına hayata geçirileceği kaygısıyla uzlaşıyı reddetmişti.
Al-Monitor’un edindiği özel bilgiye göre Kassam Tugayları, mutabakatın hayata geçirilmesine ilişkin önümüzdeki günlerde son sözü söyleyecek, özellikle de Gazze’nin güvenliği ve silahlar meselesinde. Bazı çevrelere göre Tugaylar, siyasi yönetime rağmen bu meseleye hâkim olacak, barışı koruma konusunda daha radikal davranıp El Fetih’i terletecek.
Al-Monitor’un ulaştığı bir diğer bilgiye göre, Hamas Siyasi Bürosu’nda Mervan İsa tarafından temsil edilen Kassam Tugayları, “Silahlarının elinden alındığı, yüzlerce üyesinin tutuklandığı 1990’lardaki kötü tecrübesine dayanarak silahtan vazgeçmeyi içeren uzlaşı yönündeki her türlü adımı veto etmiş durumda. Kassam, silahları pahasına varılacak hiçbir uzlaşmaya izin vermeyecek.”
Ordunun yanı sıra Hizbullah’ın da silah sahibi olduğu Lübnan modeli sorulduğunda ise bir Kassam lideri şöyle konuştu: “Uzlaşının tarafları, (Kassam’ı) silahsızlandırmayı veya güvenlik güçlerine dâhil etmeyi konuşmadığı müddetçe mutabık kalınan konuları kalıcı kılmak için her türlü formülü araştırabilir. Aksi hâlde, uzlaşı başarılı olmaz. Bu konuda Hamas’ta görüş birliği var.”
Öte yandan, Hamas yönetimi de askeri kanadına silahlar konusunda güven telkin etmeye çalışıyor, ne silahların ellerinden alınacağını ne de Filistin ulusal güvenlik teşkilatına dâhil edileceklerini vurguluyor. Esasında, silahları elde tutmanın yüksek öncelikli bir konu olduğuna dair Hamas içinde siyasi ve askeri görüş birliği söz konusu. Ama bu, uzlaşı anlaşmasının reddi anlamına gelmiyor. Ancak görüldüğü kadarıyla şu da bir gerçek ki Hamas, silahları ile uzlaşı arasında seçim yapmak zorunda kalacak olursa kesinlikle silahları seçecektir.