İsrail'deki İslami hareketin kuzey kanadının yıllık mitingi, bu sene 20 Eylül Cuma günü Um El Fehim kentinde, "El Aksa Camii Tehlikede" sloganıyla toplandı. Lakin hareketin Um El Fehim'de düzenlediği en büyük gösterilerinden biri olan mitingin ana gündeminde Kudüs değil, Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin devrilmesi ve Müslüman Kardeşler vardı.
İsrail’deki İslami hareketin kuzey kanadına 1990'lardan bu yana Şeyh Raid Salah önderlik ediyor. İsrail polis teşkilatında çalışmış bir polisin oğlu olan Salah, İslami harekete katıldığında hareket, Abdullah Nimer Derviş liderliğinde yekvücut bir yapıydı. Salah kısa zamanda hareketin İsrail devlet kurumlarını reddeden, köktendinci akımının lideri oldu. Hatta bu çizgisiyle, Um El Fehim'de belediye başkanı seçilerek 1989-2001 yılları arasında görev yaptı. İsrailli Yahudilerin gözünde, şehir o dönem hasmane bir havaya büründü ve kendini Hamas'la özdeşleştiren aşırı dinciler tarafından yönetildi ve desteklendi.
Salah bu özdeşleşmeyi yalnızca söz ve demeçleriyle değil, eylemleriyle de gösterdi. Hamas'ı Filistin siyasi diyaloğunun dışında bırakan 1993 Oslo Anlaşması, Filistin Kurtuluş Örgütü’yle İsrail arasında imzalanınca Salah, arakasına yeterince destek toplayabildi ve İslami hareketi bölmeyi başardı. Böylece, kuzeyde Salah önderliğinde radikal bir kanat ortaya çıkarken güneyde daha ılımlı bir kanat oluştu.
Salah, takip eden yıllarda defalarca tutuklandı, yargılandı ve hapse atıldı. Kendisine düşmanla iş birliği yapmak gibi suçlamalar yöneltildi. Zira İkinci İntifada'nın zirve yaptığı, intihar bombacılarının sürekli İsrail topraklarına sızdığı günlerde, hareketin Hamas'a para aktardığı ortaya çıkmıştı.
Salah'ın hâlen liderlik ettiği kuzey kanat, sadece İslami hareketin radikal tarafı olmakla kalmadı, İsrail'in en büyük Arap Müslüman kenti olan Um El Fehim'i de ikiye böldü. Bugün bile nüfusun yarısı, maruz kaldıkları tüm ayrımcılığa rağmen İsrail toplumuyla bütünleşmek ve İsrail devletini benimsemek için çırpınırken, diğer yarısı Salah'ın yıllardır yaydığı İsrail ve düzen karşıtı duruşu destekliyor.
Salah'ın konuşma ve demeçlerinde kullandığı dil, Gazze'deki Hamas liderlerinin söyleminden farklı değil, hatta bazen daha da aşırı olabiliyor. Yahudilere "katiller" diyen Salah, intihar bombacılarını ve ailelerini övüyor, Mescid-i Aksa'yı isyan çıkarmak ve Müslümanları devlete karşı kışkırtmak için bir simge olarak kullanıyor. Hatta İsrail'in Mescid-i Aksa'yı ele geçirip yıkacağına dair gizli bir planı olduğunu ileri sürüyor.
Eğer bir zamanlar Um El Fehim'de Yahudilerle Arapları ortak yaşam için birbirine bağlayan bir pamuk ipliği olduysa, Salah bu ipliği sürekli koparan kişi oldu. Salah, yardımcısı Şeyh Kemal Hatip ve kuzey kanadın diğer liderleri, verdikleri emeğin meyvelerini bu hafta Um El Fehim'de düzenlenen yıllık mitingde topladı.
Otuz bin İsrailli Arap, bu gösteriye katıldı ve katılımlarıyla da kuzey kanadın radikal görüşlerine destek ifade etmiş oldu, yani yukarıda da bahsedildiği gibi İsrail devletini düşman gören ve düzene karşı eyleme geçilmesi gerektiğini savunan fikirlere.
Peki, Raid Salah Um El Fehim'i İslami hareketin kalesi haline getirmeyi nasıl başardı? Önderlik ettiği hareket, nasıl on binlerce İsrailli Arap'a Mısır'da Müslüman Kardeşler'in ve Mursi'nin devrilişine karşı öfke dolu sloganlar attırmayı, Rabia El Adeviyye Camii'nin bayraklarını taşıtmayı başardı? Üstelik de böylesine bir gösteri hiçbir Arap ülkesinde düzenlenmemişken.
İslami hareketin kuzey kanadının yükseliş öyküsü, İsrailli Arapların uğradığı ayrımcılığın öyküsüdür. Dışlanmışlık duygusu ve ekonomik sıkıntılar, Um El Fehim'i köktenci bir İslami hareketin filizlenmesi için verimli bir toprak haline getirdi. Öyle ki bu hareket, sadece Mescid-i Aksa’nın değil, İsrail devlet yapısına karşı savaşmanın da savunuculuğunu yapıyor. Um El Fehim’de olanlar, Hamas ve Müslüman Kardeşler'in yeşerme alanı bulduğu yoksul mahalleler ve mülteci kamplarında olanın aynısıydı.
Müslüman Kardeşler’in Um El Fehim'deki tohumları, 1990'ların ortasında ekildi ve İkinci İntifada sırasında filizlendi. O dönem, Arap yerleşim yerlerine aktarılan kalkınma ve alt yapı bütçeleriyle diğer mali kaynaklarda kesintiler yapıldı.
Salah’ın gözünde İsrail'in ayrımcılık politikası, hareketi büyütmek ve geliştirmek, Yahudi ve İsrail karşıtı mesajlarını yaymak için muhtaç olduğu bir can suyuydu.
Um El Fehim'de 50 bin kişi yaşıyor ve bu insanların çoğu, dört büyük aşirete mensup. İdeolojik ve dini ayrışma, İsrail devletine sadakat ve sadakatsizlik konusu aile içinde bölünmelere yol açıyor. Öyle ki oğullar, dışlanmaya pasif kaldıkları için babalarına düşman oluyor ve kaybettikleri onurlarını geri kazanmaya çalışıyorlar ya da aynı evin içinde yaşayan iki kardeş birbirine düşüyor. Biri, tüm zorluk ve hüsranlara rağmen İsrail toplumunun bir parçası olmak isterken, diğeri İslami hareketi destekliyor.
Şehirde birçok insan, Salah öncülüğündeki İslami hareketin aşırı çizgisine destek veriyor. Lakin hâlâ çoğunlukta olan kalabalık bir kesim de İsrail toplumunun parçası olmayı yeğliyor.
Birkaç ay önce, Um El Fehim’de yaşayan genç bir adamla sohbet etmiştim. Genç adamın mesajı oldukça net ve keskindi: “Dört çocuğum var. Onlara İsraillileri sevmeyi ve bu devletin bir parçası olmayı öğretiyorum. Burası onların yurdu, gelecekleri de burada olacak. Gidecek başka yerimiz yok. O yüzden bizi kabul edin, bize şans tanıyın ve eğitim almamıza, çalışmamıza fırsat verin. Ancak görüyorum ki siz çocuklarınıza Araplardan nefret etmeyi, Araplardan uzak durmayı öğretiyorsunuz. Neden? Bizi bir deneyin, eminim pişman olmayacaksınız. Kincilerin serpilmesine fırsat vermeyin. Bunu da hemen yapın, çünkü yakında ben bile, çocuklarıma öğretmek için çırpındığım o değerlerle birlikte yaşamayı savunamaz hâle geleceğim.”
Shlomi Eldar Shlomi Eldar, Al-Monitor'un İsrail'in Nabzı bölümünün yazarlarındandır. Son yirmi yıldır İsrail'in Kanal 1 ve Kanal 10 televizyonları için Filistin Yönetimi’ni, bilhassa da Gazze Şeridi'ni takip eden Eldar, Hamas'ın doğuş ve yükselişini yakından izlemiştir. Eldar, 2007'de İsrail'in en saygın medya ödülü Sokolov Ödülü'ne layık görülmüştür.