Türkiye’de normal tarihinden 16 ay erkene alınarak 24 Haziran’da yapılan cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri ülkenin politik topoğrafyasında kayda değer bir değişiklik yaratmamış görünüyor. Seçim konjonktürünün ekonomide yarattığı belirsizlik ortadan kalkmış olsa da ekonomik görüş sahası netleşmedi. Sis bulutları dağılmadı, riskler azalmadı. Hem iç hem dış ekonomik aktörler için Türkiye piyasası bir dizi bilinmezlikle dolu, sürprizlere gebe ve güven vermekten henüz uzak. Bu gözleme kanıt olarak ülke ekonomisi için yaşamsal önem taşıyan döviz, faiz fiyatlarını, yabancı yatırımcı açısından risk primi (CDS) seyrini anımsatmak yeterli.
Türkiye ekonomisinin nabzını veren Amerikan Doları/TL fiyatı erken seçim kararı alındığı sıralarda henüz 4 TL dolayında iken iç ve dış olumsuz rüzgârların etkisiyle 4.90 basamağına kadar çıkmış ve Merkez Bankası’nı faiz artırmaya zorlamıştı. İki ayda TL faizleri beş puan artırılarak yıllık yüzde 18’in eşiğine getirildi.