New York’ta yargılanan iş adamı Reza Zarrab’ın hükümet yetkilileri ve Halk Bankası’nın dahil olduğu mekanizmayla İran’a yaptırımları altın transferiyle nasıl deldiklerini anlattığı bir ortamda Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki sıra dışı altın ticareti yeniden gündeme geldi. Türkiye ile BAE arasında karşılıklı altın ticaretinin normal ekonomik gerekçelerle izah edilemeyecek boyutta seyrettiği anlaşıldı.
ABD’nin altın ticaretini yaptırım listesine koymadan önceki dönemde İran ve BAE’ye yapılan altın ihracatındaki sıçrama Türkiye’nin satın aldığı petrol ve doğal gazın ödemesini altın ile yaptığının açık ifadesiydi. 2011’de Türkiye’nin İran’a 54 milyon dolar olan altın ihracatının 2012’de 6.5 milyar dolara sıçramasının başka bir izahı yoktu. Mart 2012’de SWIFT’in kapatılması üzerine İran’dan alınan petrol ve doğal gazın parası bankalar üzerinden transfer edilemediği için Türkiye, borcunu Halk Bankası’nda İran adına açılan hesaba yatırıyordu. Bu hesapta biriken paralar piyasada altına çevrildikten sonra İran’a transfer ediliyordu. Bu mekanizma altının da yaptırım kapsamına alındığı temmuz 2013’e kadar sorunsuz devam etti. İran’a altın ihracatı yasaklanınca 13 milyar dolarlık ithal altının önemli bir kısmı Türkiye’de kaldı. İran uluslararası piyasalarda ihtiyacı olan dövizi temin için Türkiye’deki altınların bir kısmını da BAE’ye transfer ediyordu.