Türkiye 22 Temmuz’dan bu yana her geçen gün ülkeyi daha da içine alan bir şiddet sarmalının pençesinde. Ülke bu şiddet sarmalında geçen hafta yaşanan iki olayla 30 yıllık terörle mücadele tarihinde ilk kez yol kenarına döşenen El Yapımı Patlayıcılar’ın (EYP) ne kadar yıkıcı etkileri olabileceği gerçeği ile tanıştı.
İlk olarak, 6 Eylül’de Türkiye haritasının sağ-alt köşesindeki küçük çıkıntı olarak tarif edebileceğimiz Yüksekova bölgesinin Dağlıca kırsalındaki Hudut Güvenliği Taburu unsurlarına yönelik EYP saldırısında aralarında tabur komutanı bir yarbayın da bulunduğu 16 asker hayatını kaybetti. Türkiye-Irak sınır hattında, sert arazi ve hava şartlarının hüküm sürdüğü dağlık Dağlıca bölgesi, PKK kamplarının bulunduğu Kuzey Irak’ın Avaşin-Basyan, Hakurk ve Kandil bölgelerinden Türkiye’ye giriş kapısı. Dağlıca bu nedenle hep PKK’nın kanlı saldırılarının hedefi olageldi. Hatırlanacağı üzere, en son Ekim 2007’deki Dağlıca saldırısı sonrası, TSK önce Kuzey Irak’taki PKK hedeflerine yönelik yoğun bir hava bombardımanına girişmiş ve yaklaşık 4 ay süren bu bombardımanlar sonrasında Şubat 2008’de Kuzey Irak’taki PKK kamplarına yönelik ‘Güneş Harekatı’ olarak bilinen kısa süreli bir sınır ötesi kara harekatı başlatmıştı.