Başörtüsü, Türkiye’de uzun yıllar “merkez” olarak tanımlanan laik elitler ile “çevre” olarak tanımlanan muhafazakâr halk arasındaki güç mücadelesinin en önemli sembollerinden biri olageldi. Ancak son yıllarda başörtüsü sorununda bir normalleşme yaşandığı görülüyor. Bu normalleşmeye imkan veren aktörlerin başında ise Türkiye’de hala “merkezin” en önemli temsilcisi olan Türk Silahlı Kuvvetleri bulunuyor. Çünkü artık Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) başörtüsü konusundaki geleneksel sert tutumunu yumuşatmış görünüyor. Son olarak, Yüksek Askeri Mahkeme 20 Mart 2015’de aldığı bir kararla, TSK personelinin birinci derece yakınlarının (eş, çocuk ve anneler) askeri birlik, lojman, orduevi ve sosyal tesislere başörtüsü ile girememesi konusundaki sert ve tavizsiz uygulamalara son verdi. Bu kararla rütbeli askerlerin başörtülü eş, anne ve çocukları artık askeri birliklere, lojmanlara, ordu evlerine ve sosyal tesislere girme konusunda sıkıntı yaşamayacak.
Aslında Yüksek Askeri Mahkeme, TSK personelinin sayıları yüz binleri bulan kadın akrabasını ilgilendiren önemli bir karara imza attı. Piyade Başçavuş Hakan Kayabaşı, Ankara’da askeri lojmandaki evlerine giriş için öğretmen eşine çıkarmak istediği askeri kimlik talep formundaki fotoğrafın başörtülü olması nedeni talebi geri çevirilince başvurusunu reddeden Milli Savunma Bakanlığı’nı mahkemeye vermişti. Askeri mahkemede süren bu ilginç davada AKP yönetimindeki Milli Savunma Bakanlığı herkesi şaşırtarak “çağdaşlık” vurgusu yapmış, askeri birliklere girişte başörtülülere uygulanan yasağın devamını talep etmiş ve “dava reddedilsin” demişti. Ancak davaya bakan mahkeme, “insan haklarına ve hakkaniyete aykırı olduğu” gerekçesi astsubay Kayabaşı’nın talebini haklı buldu. Mahkeme neticede, astsubayın başörtülü eşine askeri kimlik kartı verilmesine ve başörtülü aile yakınlarına kimlik kartı verilmesini engelleyen düzenlemenin iptaline oy birliği ile karar verdi.
