Beyrut’un Club 27 isimli mekânını cuma gecesi tıka basa dolduran kalabalığın üzerindeki platformda Leyla Sarkis, nam-ı diğer El Djette duruyor. Parmaklarının ucunda plaklar dönüyor, sağında bilgisayar var. Remiksleri sırayla çalarken müziğin ritmiyle hafifçe hareket ediyor. Belli ki rahat. Öyle de olmalı. Zira 15 yıldır Beyrut’un gece kulüplerinde plak döndürüyor.
Sarkis, kadın Dj olarak eğlence sektöründe artık yalnız değil. Ama 2000 yılında bu işe ilk başladığında Lübnan’da erkek tekelinde olan bu alanda kara koyun gibiymiş. Nijerya’da büyüyen ve Lübnan’da iki sene kalmayı planlarken 15 sene kalan Sarkis, kadın Dj’lerin önünü açtı ve kentin eğlence sektörüne damgasını vurdu.
Sarkis bu süreci Al-Monitor’a şöyle anlatıyor: “Kolay olmadı. Hiçbir Dj bana bu işi öğretmek istemedi. Onlara resmen yalvarıyordum. Sonra kendi kendime öğrenmeye karar verdim. Pikaplar, CD çalarlar ve bir mixer aldım ve durmadan çalıştım. O günlerde internete girmek kolay değildi, YouTube yoktu. O yüzden belli kulüplere gider ve dostluk kurduğum bazı Dj’lerin arkasında durur, onları öylece seyrederdim.”
Bünyesinde bir yapım şirketi ve müzik mağazalarının yanı sıra bir Dj okulu ve ajansını da barındıran Per-Vurt şirketinin kurucu yöneticisi Muhammed Gebris, kursa gelen kadınların sayısında büyük artış olduğunu belirtiyor: “2009-2010’dan sonra büyük bir patlama oldu. Geçen sene öğrencilerimizin yarısından fazlası kadındı. Bu ilk defa olan bir şeydi.”
Gebris’e göre bu trendin bir sebebi Beyrut’ta müzik ve gece hayatının büyük rağbet görmesi. Kadın Dj’ler ise bu işe farklı bir dokunuş kattığı için iş olanakları da artıyor: “Ortada o kadar çok Dj vardı ki insanlar farklılık arayışına girdi. Bu farklılıklardan biri de kadın olmak.”
Yaklaşık dört yıldır Dj’lik yapan Yasmin Sarut (29), ilk başladığında kadın Dj’lerin fazla olmadığını ama şimdi sayısını bile bilmediğini anlatıyor. Özellikle de bu işi nadiren yapan veya sadece evlerinde çalan kadınlar da hesaba katılırsa… Sarut şöyle diyor: “2012’de bu işe başladığımda Timeout Beyrut dergisinden biri benimle röportaj yapmıştı. Bana kaç kadın Dj’nin adını sayabileceğimi sordu. İki veya üç isim sayabildim. Şimdi o kadar çok var ki saymakla bitmez.”
Ancak kadınların bu alanda boy göstermesi kolay olmamış. Lübnan ve özellikle Beyrut Orta Doğu’da gece hayatıyla ünlüdür. Ama burada bile toplumun kadın Dj’leri kabullenmesi zor olmuş.
Tabuların sürdüğünü belirten Gebris öğrencilerinden bu konuda çok dert dinlediğini anlatıyor: “Toplumsal boyut önemli bir mesele. Bazı öğrencilerim sırf kendileri için bu işi öğrendiklerini söylüyor. Zira aileleri sabah yedilere kadar dışarıda çalmalarına izin vermiyormuş. İnsanlar ne dermiş? Böyle bir tabu var. Kültürel bir şey.”
Tala Murteda (26) da Al-Monitor’a benzer sorunlardan bahsediyor. Şahsen bir engelle karşılaşmamış olsa da Dj’lik yaptığı yerlere ve girdiği sosyal ortamlara çok dikkat ettiğini anlatan Murteda şöyle devam ediyor: “İnsanlar, hobi olarak yaptığım bu işe ailemin onay verip vermediğini, hatta ailemin bundan haberi olup olmadığını soruyor. Demek ki Lübnan’da bazı anne- babalar, eğlence sektöründe çalışmayı veya gece saatlerinde çalışmayı özellikle de kızlar için hâlen utanç verici veya ürkütücü bir şey olduğunu düşünüyor. Hatta beni fazla tanımayan bazı insanlar bana ‘gerçek bir iş’ bulmamı söylüyor. Bu da çok komik çünkü ben Dj’lik dışında üç ayrı iş daha yapıyorum.”
Per-Vurt’ta öğrenci olarak başlayan ve şimdi Londra’da üç yıldır Dj’lik yapan Renata Sabella, Londra ve Berlin gibi kentlerde kadın Dj’lerin tabu olmadığını ama oralarda da “Kadınlar erkekler kadar iyi olamaz veya erkekler kadar sıkı çalamaz.” gibi önyargılar olduğunu anlatıyor: “Pikabın başında çok agresif olduğumu söylüyorlar. Nasıl olayım peki? Çıtkırıldım mı? Kadın mı, erkek mi olduğunuz fark etmez. Nasıl bir duyguyla çaldığınız önemli.”
Josiane Bitar, nam-ı diğer DJ Joey bu yeni trende çok olumlu bakmıyor. Kadınların mükemmel Dj’ler olarak yetişmesine önem verdiğini belirten Bitar, buna karşın bu işin hakkını veremeyen kadın ve erkeklerin piyasaya doluştuğunu ve Lübnan’da gece hayatının kalitesini son birkaç yılda aşağı çektiğini söylüyor.
Bitar, 2012’de sadece kadınlara yönelik Women on Dex isminde bir Dj okulu açmış. Okulun amacı, gece hayatında nihayet çalışma olanağı elde eden kadınların yeteneklerini geliştirmek. Bitar şöyle devam ediyor: “Beyrut kulüplerinde yeni bir konsept geliştirmek istediğim için sadece kadınlara eğitim vermek istedim. Buradaki gece kulübü müdavimleri sürekli yeni ve farklı şeyler ister. Fikir şuydu: Seksi, kıvrak genç kadınlardan özgün bir grup oluşturmak ve bunlardan her birinin farklı müzikler çalması.”
Tatty Long Legs olarak da bilinen Tatiana Majaroff Dj’lik yapan bir diğer kadın. Aynı zamanda 6th Sense isimli prodüksiyon şirketinin kurucusu. Majaroff, Lübnan’da kadın olarak sadece Dj’lik yapmanın değil, gece etkinlikleri düzenlemenin de zor olduğunu anlatıyor: “Bu sektör tam bir erkek işi. Erkekler yeni gelenlerin rekabetinden zaten hoşlanmıyorlar, üstüne de ‘Vay, bir de kadınmış!’ diyorlar. Bu sektörde iş yapmaya çalışan bir kadın olmam onların canını daha çok sıkıyor.”
Tüm bu tereddütlere rağmen birçok kişi Lübnan’da kadın Dj’lerin önünün daha da açılacağına inanıyor. Zira gece hayatında yeni açılımlar sürüyor, dinleyici kitlesi gelişiyor ve sektördeki insanların Beyrut için benzersiz bir tarz oluşturma çabası devam ediyor.
Yaklaşık yedi yıldır Dj’lik yapan Caline Chidiac (40), gece hayatının sadece kadın Dj’ler için değil, genel olarak kadınlar için daha açık hâle geldiğini vurguluyor: “Gece hayatı artık sadece erkeklerin ortamı değil. Demokratikleşti. Erkeklerin maçoluklarını bir kenara bırakıp bir kadın Dj’nin müziğini dinlediğini ve eğlendiğini görmek çok güzel. Lübnan’da özellikle erkek dinleyiciler bazen gerçekten çok maço oluyor. Dolayısıyla bir kadının onları coşturması bize puan kazandırıyor gibi.”
Sarkis de Lübnan’da gece hayatının asla sönmeyeceğini, kadın Dj’lerin de gelip geçici bir trend değil, sektörde artık demirbaş olacağını vurguluyor: “Kadınları kulüplerde bir izleyin. Bir sonraki gece de bir erkeği izleyin. Farkı göreceksiniz. Farklı bir enerji, farkı bir hava oluyor. Bunu hissedebiliyorsunuz. Kadında erkeğin veremediği bir enerji olduğunu düşünüyorum. İhtiyaç duyulan da bu zaten.”