SİNCAR, Irak — Sincar kasabasının girişinde üç Peşmerge savaşçısı, boş dükkânların dizildiği bir sokakta ateş yakmış ısınmaya çalışıyor. Birkaç yüz metre ötede ise silah arkadaşları ABD önderliğindeki koalisyonun hava desteğiyle İslam Devleri (İD) ile çarpışıyor.
Savaşçılardan 54 yaşındaki Moyin Mevlut “Sincar’da tüm Kürt güçleri hep birlikte Daeş’le mücadele ediyoruz. (…) Bu teröristlerle savaşırken yanımdaki Peşmerge’nin hangi partiden olduğu önemli değil. Bu mücadeleyi birlikte yürütüyoruz.” diyor.
Kuzey Irak cephesinde ortak bir düşmanla karşı karşıya olan Peşmerge güçleri parti aidiyetlerini bir kenara koyup yurtlarını savunuyor. Ancak bölgenin iki büyük partisi olan Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ve Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) arasındaki bölünmüşlük devam ediyor.
İD karşısında ağır bedel ödeyen Peşmerge güçleri yaklaşık 800 mensubunu kaybederken 3 bin 500’den fazla Peşmerge de yaralandı. Peşmerge güçleri bu savaşta ABD önderliğindeki koalisyonun en güvenilir müttefiki oldu. Ancak ortak bir komuta ve askeri düzene sahip olmamaları radikal örgütle mücadelelerini aksatıyor.
İD, ağustos başında bin kilometrelik bir hatta koordine taarruzlar başlatınca teçhizat ve eğitim bakımından zayıf olan, bölünmüş Peşmerge güçleri merkezi bir komuta altında örgütlenemedi ve İD’e gereken karşılığı veremedi. Birçok Peşmerge Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden (KBY) ziyade KDP ve KYB’ye bağlı hissediyor.
Iraklı Kürtlerin ayrışması KDP’den kopanların 1975’te KYB’yi kurmasıyla başladı. Güç mücadelesine girişen iki parti, 1980’ler ve 1990’larda binlerce cana mâl olan kanlı bir iç savaş yaşadı. Bu çatışmanın mirası olarak parti yönetimleri arasında rekabet hâlen sürüyor ve Peşmerge’nin tek çatı altında birleşmesini engelliyor.
KDP-KYB rekabeti geniş iltimas ağlarının oluşmasına yol açtı. Bugün binlerce insan oyları karşılığında partiler tarafından atandıkları işlerden maaş alıyor. Bunun bir diğer yansıması da ya gerçekte hiç var olmayan ya da görev başına gitmeyen çok sayıdaki “hayalet” Peşmerge mensubudur. Bunlara maaş ödeniyor ama maaşların bir bölümü komutanların cebine gidiyor.
Gorran olarak da bilinen Değişim Hareketi’nin milletvekillerinden Ali Hama Salih, partisinin medya kuruluşuna ekim ayında verdiği demeçte KBY Peşmerge Bakanlığı’nın en fazla hayalet memura sahip kurumlardan biri olduğunu öne sürdü. Resmi KBY tahminlerine göre Peşmerge sayısı 190 bin ila 250 bin arasında. Ancak kimi yetkililere göre gerçek sayı çok daha az. Üst düzey Peşmerge mensuplarının askeri becerilerinden ziyade parti bağlılığına göre terfi etmesi de yaygın bir uygulama.
1976’dan beri KYB üyesi olan ve ağustosta Suriye sınırındaki bir köyde 23 gün boyunca İD militanlarıyla çarpışan Ömer Muhsin “Kürtlerin başına gelebilecek en iyi şey KYB ve KDP’ye bağlı Peşmerge’nin birleşmesi olur. Peşmerge Kürdistan’ın canıdır.” diyor. Sonra da sitem ederek ekliyor: “Ama yolsuzluk yüzünden bu olmaz. KYB ve KDP yönetimleri boğazına kadar yolsuzluğa batmış durumda.”
Kürtlerin iç kavgaları ABD’yi geçmişte Peşmerge’yi eğitip donatmaktan caydıran bir unsur oldu. Son ABD askerleri Irak’tan çekilmeden önce Çok Uluslu Güç’ün komutanı General Raymond Odierno, kuzey Irak’ta Kürt yöneticilerle görüştü ve Washington’dan önemli bir mesaj iletti. Al-Monitor’un ulaştığı 2009 tarihli toplantının zabıtlarına göre “Peşmerge meselesini” konuşmaya geldiğini belirten Odierno şöyle dedi: “Birlikleri hazırlamak, eğitmek ve silahlandırmak üzere Kongre tarafından bir bütçe ayrıldı. (…) Ancak bunu birleşmedikleri sürece iki ayrı Peşmerge gücüne veremem.”
KYB ve Amerikalılar arasındaki toplantılara basın sorumlusu olarak katılan Abdülrezzak Şerif o günlere dair şunu aktardı: “Amerikalılar, Irak ulusal ordusunun bir parçası olarak birleşik, siyaset dışı, profesyonel bir güç oluşturmak istiyordu. Ama bunun için KYB ve KDP yönetimlerinin oluru gerekiyordu. KYB ve KDP yetkilileri ABD ordusu tarafından eğitilip silahlandırılmak için önemli bir fırsatı kaçırdı. Bu fırsatı kullansalardı ağustosta Daeş’in saldırıları karşısında oldukça etkili olurlardı.”
İD saldırıya geçtiğinde Peşmerge güçleri doğuda İran sınırından başlayarak kuzeybatıda Suriye ve Türkiye sınırlarına yakın Sincar bölgesine kadar uzanan bir cephe hattında aşırı yük altında kaldı. KYB’ye bağlı Peşmerge Süleymaniye, Kerkük’ün kimi bölgeleri, Diyala ve Selahaddin vilayetlerinin bazı kesimlerinde yoğunlaşırken KDP savaşçıları Erbil, Dohuk ve Ninova ovalarının bazı kısımlarını kapsayan kuzey cephesini savundu. İD militanları, Iraklı Kürtlerin başkenti Erbil’in 40 kilometre yakınlarına kadar ilerlemeyi başardı. Radikal örgütün geri püskürtülmesi ancak İran’ın karadaki yardımı ve ABD’nin hava desteğiyle mümkün oldu.
Kerkük bölgesinde birleşik komutanın olmayışından şikâyet eden kıdemli bir Peşmerge yetkilisi iki tarafın eş güdüm eksikliğine örnek olarak 24 Kasım’da 11 Peşmerge’nin ölümüyle sonuçlanan olayı aktardı. Yetkilinin isminin gizli kalması kaydıyla anlattıklarına göre KDP ve onunla birlikte hareket eden bir İranlı Kürt grubu Kerkük’ün batısındaki Karabarut’a KYB’den habersiz taarruz etti ve bölgeyi tek taraflı ele geçirdi. Ancak İD’in karşı saldırıya geçmesiyle bu birlikler geri çekildi. O anda bölgeye doğru ilerleyen KYB’ye bağlı Peşmerge güçleri ise militanlara gafil avlandı.
Peşmerge birliklerini tek çatı altında toplama girişimleri devam ediyor. Kürdistan parlamentosu, 23 Temmuz’da tüm Peşmerge güçlerinin tek komuta altında toplanmasını öngören 19 sayılı kanunu çıkardı. Kanunun öngördüğü altı aylık süre hızla doluyor. Toplam 36 tugaydan sadece 12’si Peşmerge Bakanlığı’na bağlanıp birleştirildi. KYB ve KDP birliklerin çoğunun komutasını elinde tutmaya devam ediyor. Bu birliklerde Peşmerge’nin yanı sıra binlerce terörle mücadele personeli ve Asayiş olarak bilinen gizli polis teşkilatı yer alıyor.
KBY Başkanı Mesud Barzani, Peşmerge Bakanı Mustafa Said Kadir’e 14 Aralık’ta gönderdiği yazıda tüm güçleri tek çatı altında toplama sürecinin hızlandırılmasını istedi ve şöyle dedi: “Bakanlık komutası dışında kalan tüm birlikler yasa dışı sayılacak. Hiç kimse bakanlıktan bağımsız yeni birlikler kurma hakkına sahip değildir.”
İki partinin Peşmerge komutanları da İD’le mücadele eden Kürt birliklerinin tek komuta altında toplanarak kurumsallaşmasını istiyor. Hazirandan bu yana en şiddetli çatışmaların bazılarına sahne olan güney Kerkük cephesinin KYB’li komutanı Tümgeneral Resul Ömer Latif şöyle diyor: “Farklı partilerin Peşmerge güçleri Kürdistan’ı omuz omuza savunuyor. Peşmerge bu savaştan çok önce kurumsallaşmış olmalıydı. Bunun neden başarılamadığını Peşmerge Bakanı’na sormak lazım.”