Venezüella’nın merhum Devlet Başkanı Hugo Chavez ile Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin (FHKC) İsrail hapishanelerinde ömür tüketen Genel Sekreteri Ahmet Saadet’in fotoğraflarının altında bir iftar sofrası: Hepsi oruç tutmasa da Komünist FHKC’nin radyosu Eş Şaab’ın iftar sofrasında sarımsak soslu humus ile tavuklu pilav var. Yemek güzel konular ağır! Doğuya baktığımızda İsrail sınırını, batıya baktığımızda Akdeniz’i görebildiğimiz bir binanın onuncu katındayız. FHKC’nin Gazze lideri Zülfikar Siverjo İsrail ile Filistinliler arasında haftalardır süren çatışmaları bitirmeye yönelik ateşkes girişimlerinden bahsederken Türkiye’nin rolünü sordum. “Türkiye İsrail ve ABD’nin taleplerini Hamas’a kabul ettirmek için uğraşmaktan başka bir rolü yok” yanıtını verdi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kamuoyunda Gazze için sesini en fazla yükselten liderlerden biri olduğunu hatırlattığımda “Erdoğan bir yalancı” diyerek sözümü kesti ve ağır bir dille eleştirilerini sıraladı:
“Türkiye kendine nüfuz alanı açmaya çalışıyor. AB’ye karşı alternatifinin olduğunu göstermek için Ortadoğu’yu kart olarak kullanıyor. Ama AB’ye tam üye olduğu takdirde Filistin davasını da unutacaktır. Türkiye’nin öteden beri İsrail’le siyasi, askeri ve ekonomik ilişkileri iyi oldu. ‘One Minute’ten sonra da İsrail’le ticaretini dörde katladı. Erdoğan hükümeti Gazze’yi kendi çıkarları için kullanıyor. İran ve Türkiye’nin Filistin politikaları aynı amaca yönelik… Ortadoğu’da etkilerini arttırmak için Hamas’ı kullanıyorlar. İran da Batı ile nükleer krizi çözerse Filistin’i arka plana iter.” Bu eleştiriler elbette Türkiye’ye Hamas’ın aynasından bakanlar için şaşırtıcı gelebilir. Zülfikar Siverjo’ya göre Türkiye ve Katar’ın Hamas’a desteği Filistin siyasi bölünmüşlüğünün sürmesine yaradı: