İsrail için 2006’da yaşanan ikinci Lübnan savaşındaki en önemli olay Başbakan Ehud Olmert’in çatışmanın başında ABD Başkanı George W. Bush'un Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ile yaptığı telefon görüşmesiydi. Lübnan’da o günlerde Fuad Siniora hükümeti iktidardaydı. Rice, Hizbullah’ın vurulması için Olmert’e yeşil ışık yaktı. Ancak Batı yanlısı Siniora hükümeti ayakta kalsın diye Lübnan’ın ulusal altyapısına zarar verilmemesini istedi.
Olmert bu isteği kabul etti. Geriye dönüp bakıldığında bunun belirleyici bir an olduğu görülüyor. Zira savaş bu nedenle görece uzadı ve nihai bir çözüme ulaşmadan tamamlandı. Dönemin Savunma Bakanı Amir Peretz, savaşın iyi planlanmadığı eleştirileri üzerine istifa etti. Eğer İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) çatışmanın ilk günlerinde Lübnan’ın yaşamsal altyapısını vursaydı muhtemeldir ki Lübnan hükümeti Hizbullah’a İsrail’e roket atışlarını durdurması için çok daha erken bir aşamada baskı uygulardı.
O günlerin üzerinden 11 yıl geçti ve işler bugün çarpıcı bir şekilde değişmiş durumda. Savunma Bakanı Avigdor Liberman'ın 7 Mart’ta Washington’da yaptığı temaslarda gündemin önemli bir bölümünü Lübnan’da her an çıkabilecek bir savaş oluşturdu. Üst düzey İsrail savunma kaynaklarına göre böyle bir savaş, eğer çıkarsa, bir öncekinden tamamen farklı olmalı. Daha kısa sürmeli ve daha yıkıcı kabiliyetleri çok daha kısa zaman dilimlerine sığdırmalı.
Değişen birinci önemli unsur Lübnan ordusu. 6 Mart’ta Knesset Dış İlişkiler ve Savunma Komitesi’nde konuşan Liberman’a göre hem Lübnan ordusu ile Hizbullah güçleri arasındaki çizgi hem de siyasi faaliyet de yürüten Hizbullah ile içinde bulunduğu egemen devlet arasındaki ayrım son yıllarda büyük ölçüde bulanıklaştı.
IDF’nin çalışma varsayımına göre Lübnan’da yeni bir savaş çıkarsa Lübnan ordusu, Hizbullah’ın komutası altında hareket ederek İsrail’e karşı aktif bir rol oynayacak ya da Hizbullah’ın verdiği belli görevleri yerine getirecek. Bugün Lübnan hükümeti dahi Hizbullah’ı ülke savunmasına yönelik yaşamsal silahlı yapının parçası olarak görüyor. Nitekim yeni Cumhurbaşkanı Mişel Aun geçtiğimiz günlerde Arap medyasına verdiği mülakatta bu anlayışı dile getirdi. Lübnan ordusunun yeni bir savaşta Hizbullah’ın yanında yer alması net bir şekilde İsrail lehine olan güç dengesini değiştirmez ancak savaşın yapısını ve şeklini etkileyebilir.
Yeni bir savaşta beklenen diğer bir farklılık dehşet dengesiyle ilgili. İkinci Lübnan savaşında İsrail’deki tahribat sınırlıydı, oysa Hizbullah bugün İsrail’de herhangi bir noktayı vurabilecek imkânlara sahip.
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, 16 Şubat’ta yayımlanan bir videoda İsrail’deki stratejik hedefleri saydı ve bunların yeni bir savaşta vurulacağını söyledi. Bu hedeflerin arasında Hayfa’daki amonyak fabrikası, Dimona ve Nahal Sorek’teki nükleer reaktörler, Rafael Gelişkin Savunma Sistemleri’nin geliştirildiği silah tesisleri vardı. Nasrallah’ın buradaki amacı bir denklik oluşturmak. Zira Hizbullah liderinin elinde hava gücü yok ama on binlerce roket ve füze var. Bir kısmı uzun menzilli olan bu silahların tamamı Nasrallah’ın 2006’da sahip olduklarından çok daha ileri bir isabet gücüne sahip. İkinci Lübnan savaşında Hizbullah komuta merkezinin bulunduğu Dahiye’deki tahribatı çaresizce seyretmek zorunda kalan Nasrallah, bu defa İsrail’in de aynı manzaralara katlanacağına inanıyor.
İsrail şu an roket tehdidi karşısında etkili bir yanıttan mahrum olduğunu biliyor. Roket ve füze fırlatma noktalarının bulunması için özel piyade birlikleri göndermek samanlıkta iğne aramaktan farksız. İsrail bunu ikinci Lübnan savaşında denedi ama sonuç alamadı. Bunun anlamı şu: İsrail’in elinde kalan tek seçenek, Lübnan’ın yaşamsal altyapısına yönelik hızlı, tesirli, agresif bir saldırı gerçekleştirmek ya da İsrailli subay ve üst düzey yöneticilerin son 10 yılda kullandığı deyimle “Lübnan’ı Taş Devri’ne geri göndermek”.
Hizbullah’la Lübnan devleti arasındaki ayrım büyük ölçüde bulanıklaştığına göre ülkenin yıkıma uğrama ihtimali Nasrallah açısından caydırıcı bir unsur olabilir. Nasrallah artık hükümetin arkasına saklanamaz çünkü kendisi hükümet konumunda. Ancak İsrail’in böyle bir saldırıya girişmeden önce ABD’den onay alması gerekecek. İsrail’deki savunma kaynakları, bu onayın verildiğini ya da en azından yakın gelecekte verilmesinin beklendiğini söylüyorlar. İsrail, yeni bir çatışmada Lübnan’ın altyapısını tahrip etmek için agresif bir harekata girişirse ABD’den hava şemsiyesi şeklinde desteğe ihtiyaç duyacak. Bu sayede çatışmanın en azından ilk birkaç gününde hareket serbestisine kavuşacak.
İkinci Lübnan savaşında Hizbullah savaşçıları İsrail güçleriyle doğrudan temastan kaçındığı için IDF’nin vurabileceği hedefler birkaç gün içinde tükenmişti. Ancak bu defa Lübnan’ın tamamı stratejik hedef konumunda olacak. Elektrik santralleri, hava limanları, önemli fabrikalar, başlıca yol ve kavşaklar hava saldırılarıyla hedef alınacak. Lübnan ordusunun tüm üsleri, zırhlı araçları vs. tahrip edilecek. İşte bu nedenle IDF yeni bir savaşın daha kısa süreceğini ama çok daha yıkıcı olacağını öngörüyor.
İsrail son yıllarda özel kuvvetlerini güçlendirdi ve uzmanlaşmış komando tugayları oluşturdu. Son Lübnan savaşında kara operasyonları çuvallamıştı ama İsrail bu kez kara manevralarından kaçınmayacak. Kaldı ki bu yeni dönemde ‘zafer’den bahsetmek oldukça anlamsız. Yapılabilecek tek şey caydırıcılık tesis etmeye çalışmak ve bunu Lübnan’ın zihnine kazımak. Yeni bir savaşta İsrail’in hedefi bu olacak.
Peki, bu savaş ne zaman patlak verir? İsrail’in değerlendirmesi o ki Nasrallah’ın öngörülebilir gelecekte İsrail’le çatışmaya girmesi için herhangi bir sebebi yok. IDF’ye göre Hizbullah güçleri Suriye’de aşırı yüklü ve yorgun olduğu sürece Nasrallah İsrail’le çatışmaktan kaçınacak. Ancak son aylarda Beyrut’tan gelen sinyaller Nasrallah’ın sabrının tükenmeye başladığını gösteriyor. Yabancı kaynaklara göre İsrail’in son birkaç yılda dayattığı yeni oyun kuralları, yani Suriye’den yola çıkan silah konvoylarını vurmakta serbest hissetmesi Nasrallah için kabul edilebilir bir şey değil.
Batı’dan gelen son istihbarata göre İran, Hizbullah’a kesintisiz roket tedarikini engelleyen istihbarat duvarını aşmak ve İsrail’in hava saldırılarından kurtulmak için Lübnan’da roket üretim tesisleri kurdu. Her hâlükârda Nasrallah’ın silah depoları şu an dolu. İsrail eski Genelkurmay Başkanı Moşe Ya'alon’un zamanında dediği gibi “bu füzelerin paslanması” ihtimali son derece düşük. İsrail şunu pekâlâ biliyor: Filmin başında duvarda bir füze varsa filmin sonunda o füze atılır. Er ya da geç böyle olacak.