Haklı ya da haksız, Türkiye kamuoyunda, AKP’nin kurucusu ve Türkiye’nin eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, risk almaktan ve başarı garantisi bulunmayan girişimlerden kaçınan bir siyasetçi olduğu yönünde yerleşik bir kanaat mevcuttur. Abdullah Gül’ün, 8 Temmuz’da partisi AKP’den istifa ederek, uzun süredir konuşulan yeni partiyi kurma çalışmaları doğrultusunda ilk resmi kopuşu gerçekleştiren Ali Babacan’ın bu girişimindeki “rehber”i olduğu ise kanaatin ötesinde, bir gerçek.
Eski parlamenter rejim dönemindeki AKP iktidarlarının ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, istifa ederken yaptığı yazılı açıklamada, partisi AKP’yle “aklen ve kalben bir ayrışma yaşadığını ve Türkiye için artık yepyeni bir gelecek vizyonuna ihtiyaç olduğunu” belirtmişti. Babacan, açıklamasında yeni bir parti kurulacağının haberini ise şu iki cümle ile vermişti: “Türkiye’nin bugünü ve geleceği için yeni bir çalışma başlatmak kaçınılmaz hale gelmiştir. Ben ve pek çok arkadaşım, böyle bir çalışma için büyük ve tarihi bir sorumluluk hissetmekteyiz.”