Rusya 2015’de başlattığı Suriye müdahalesiyle Doğu Akdeniz’deki varlığını güçlendirdi. Moskova bu arada savaşın tarumar ettiği Suriye ve Irak’ta devlet kurumlarının korunmasını, ayağa kaldırılmasını savundu. Moskova ayrıca bölgede yeni kriz yönetim mekanizmalarının kurulmasında etkili oldu. Bunlardan biri Suriye krizinin çözümüne yönelik Astana görüşmeleri formatı, bir diğeri de Irak, İran, Suriye ve Rusya’nın temsil edildiği Bağdat Ortak Koordinasyon ve Enformasyon Merkezi idi. Bu girişimlere, Rusya’nın adım adım bölgedeki petrol ve gaz projelerine katılması gibi faaliyetler eşlik etti.
2010’lu yılların başlarından itibaren Doğu Akdeniz ülkelerinin karasularında önemli gaz rezervleri bulundu. Bunların arasında Mısır açıklarındaki Zohr sahası, İsrail açıklarındaki Tamar ve Leviathan sahaları ve Kıbrıs açıklarındaki Afrodit sahası yer alıyor. Doğu Akdeniz havzasındaki doğalgaz rezervlerinin büyüklüğü en az 3.8 trilyon metreküp olarak tahmin ediliyor. Avrupa’nın başlıca gaz tedarikçisi olan Rusya’nın buradaki projelerle ilgilenmemesi düşünülemezdi. Rus şirketleri piyasa araştırmasına 2015 öncesinde başlamıştı ancak Rusya’nın Hmeymim Hava Üssü’ne konuşlanarak bölgedeki askeri varlığını artırması, bu ilgiyi daha da kamçıladı.