Türkiye açısından jeostratejik maceralar için çok da uygun zaman değil. Başkanlık sistemine geçişten sonra yaşanan yönetim karmaşası, ciddi boyutlarda ekonomik bozulma, 31 Mart yerel seçim sonrası artan iç gerilimler Türkiye’nin iç sorunlarına odaklanmasını gerektiriyor. Ancak Suriye’deki çıkmaza ilaveten Sudan’da Ömer El Beşir’in devrilmesiyle “Kaybedenler Kulübü”ne giren Türkiye şu sıralar artan oranda Libya’daki krize yelken açıyor.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ve Mısır’ın desteğiyle ülkenin üçte ikisini kontrolü altına alan Libya Ulusal Ordusu Komutanı Mareşal Halife Hefter’in Trablus’u ele geçirmek üzere 4 Nisan’da başlattığı harekâtın ardından dikkatler bir kez daha Türkiye’ye çevrildi. Trablus’ta Müslüman Kardeşler ve diğer İslamcı örgütlerin desteklediği Faiz El Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti, Türkiye’ye büyük umutlar bağlıyor. Trablus’u savunmak için “Öfke Volkanı” (Burkan El Gadab) adıyla operasyon başlatan Serrac, 28 Nisan’da telefonla görüştüğü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan destek istedi.