Doğu Suriye’deki nüfuz mücadelesinin olağan gidişatı, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın meydan okuması ve ABD Başkanı Donald Trump’ın çekilme kararı ile değişti. Şimdi, ilgili tüm tarafların yepyeni bir denklemin içinde iddialarını yeniden ortaya koyması ve etkilemek istedikleri bölgelerde kontrol sağlamaya çalışması gerekiyor.
Rusya, İran ve Türkiye Amerikalı askerlerin çekileceği açıklamasına ne kadar hazırlıklıydı belli değil. Muhtemel bir boşluğun doğmasına bağlı olarak Astana sürecinin üç garantörü jeopolitik ve ekonomik açıdan yeni zorluklarla karşılaşabilir. Fırat’ın ötesinde oluşabilecek geçici boşluk, İran ve Türkiye’yi dizginlemek isteyen bazı Arap devletlerinin devreye girmesiyle doldurulabilir. Kimi Rus uzmanlar Rusya’nın bu konuda Körfez ülkeleriyle anlaşabileceği yorumunu yapıyor. Bu teze göre Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Şam’la diplomatik temasları yeniden başlatma ve doğu Suriye’de varlıklarını artırmak için Rusya’nın onayını alma karşılığında Suriye’nin güneybatısındaki gerilimi azaltma bölgesinde muhalefet üzerinde etkide bulundular. BAE ve Suudi heyetleri Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrol ettiği bölgelere defalarca gitmişti.