Türkiye ekonomisinin yılın ikinci yarısında hızla bir türbülansa girdiği, sert bir biçimde yükselen döviz fiyatlarının ve onun da etkisiyle artan enflasyonun ekonomiyi dibe çektiği biliniyordu. Her ne kadar Cumhurbaşkanı “kriz mriz yok” dese de Türkiye ekonomisinin hızla inişe geçtiği, tek tek gelen göstergelerden izlenebiliyordu. Kuşkusuz olan bitenin toplu ifadesi “büyüme” isimli makro verinin ne gösterdiğinde saklıydı ve o da 10 Aralık’ta Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklandı.
TÜİK’e göre temmuz-eylül dönemini içeren üçüncü çeyrekte Türkiye ekonomisi ancak yüzde 1,6 büyüdü. İlk çeyrekteki büyümenin yüzde 7,2, ikinci çeyrektekinin yüzde 5,3 olduğu anımsandığında, yüzde 1,6’lık üçüncü çeyrek verisi hızlı bir iniş olduğunu ortaya koyuyor ve alışılmış büyüme temposunun çok altına düşen bu hal “resesyon” tanımına uyuyor. Türkiye ekonomisi için “normal” büyüme yüzde 5-6 sayılıyor. Üçüncü çeyreğin yüzde 1,6’lık performansı resesyona girildiğinin “resmen” ifadesi artık.