Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 20 Aralık’ta düzenlediği yılsonu basın toplantısında ABD’yle Rusya’nın Suriye’deki iş birliğini överek şaşırtıcı bir açıklama yaptı ve şu ifadeleri kullandı: “Tüm anlaşmazlıklara rağmen uzmanlarımız, askeri personelimiz, güvenlik birimleri ve dışişleri bakanlıklarımız Suriye’de terörle mücadelede ciddi meseleleri ele almak üzere oldukça yapıcı bir diyalog kurdular. Genel olarak iş birliğimizden memnunuz.”
Bu sözler tuhaf gelebilir zira iki ülkenin bir dizi meseleye yaklaşımları Suriye krizi boyunca dağlar kadar farklı oldu. Taraflar savaşta karşıt güçleri desteklediler ve çatışmadan umulan sonuç açısından en hafif deyimiyle farklı görüşte oldular. Nitekim Başkan Donald Trump Amerikalı askerlerin Suriye’den çekilmesi talimatını verdiğinde çoğu Amerikalı yorumcu buna yalnızca “sıfır toplamlı oyun” merceğinden baktılar ve ABD’nin Rusya’ya teslim olduğunu öne sürdüler. Hâl böyle olunca iki ülkenin İslam Devleti’ni yok etmek gibi ortak bir hedefi olduğu ve bunu gerçekleştirmekte müşterek bir başarı sağladıkları, örgütün her iki ülkeye tehdit oluşturmuş olmasına rağmen adeta göz ardı ediliyor. Bölgedeki jeopolitik çekişme asıl “büyük oyun” olarak görülüyor.