DİYARBAKIR -- Yıl 1958. Kürt yazar Musa Anter Diyarbakır'da çıkan İleri Yurt gazetesinde Kürtçe bir halk şarkısı yayınladı. Bu girişim büyük tepki topladı ve birçok kesim Anter’e dava açılmasını istedi. Ancak yasalarda Kürtçe yayın yapmayı engelleyen bir madde yoktu. Bundan 19 yıl sonra bir grup, Roja Welat adında Kürtçe bir gazete çıkarmak için Ankara Valiliği’ne başvurdu. Gazeteyi çıktı ancak sıkıyönetim tarafından kapatıldı.
Türkiye’nin Kürtçe ile “mücadelesi” bununla başlamadı tabii ki.Kürtçe yasağının kökeni, Cumhuriyetin kuruluş yıllarına, tek parti dönemine uzanıyor. O yıllarda düzenlenen “Vatandaş Türkçe Konuş” kampanyalarıyla sokakta Kürtçe konuşan vatandaşlara para cezası kesiliyordu. Kürtçe müzik ve yazı yasağı, fiili olarak uzun yıllar sürdü. Bu fiili durum 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından yasal bir zemine oturtuldu. 19 Ekim 1983 tarihinde çıkan 2932 sayılı yasa Türkçeden Başka Dillerle yapılacak Yayınlar Hakkında Kanun’la Kürtçe yasal olarak da yasaklandı. Kanuna göre “Türk Devleti tarafından tanınmış bulunan devletlerin birinci resmî dilleri dışındaki herhangi bir dille düşüncelerin açıklanması, yayılması ve yayınlanması yasak” idi.