ABD’nin bir süredir kurmaya çalıştığı “Suriye Sınır Güvenliği Gücü” Afrin’e müdahale için fırsat arayan Türkiye’nin elinde ilave gerekçeye dönüşürken Washington ile Ankara arasındaki gerilimin de yeni adresi oldu. Ankara’yı daha ciddi bir dille konuşmaya iten iki tetikleyici unsur öne çıkıyor: Birincisi “yeni bir ordu kurmaya çalışmıyorum” dese de ABD’nin eğittiği muhafızlar Irak’ın yanı sıra Türkiye sınırlarında da görev yapacak. Bu muhafızlar Halk Savunma Birlikleri’ne (YPG) bağlı unsurlar olacak. İkincisi Pentagon’a ilaveten CIA’in de dahil olduğu bir eğitim sürecinden geçen güç daha fazla kurumsallaşacak ve meşruiyet kazanma şansı yakalayacak. Adı ne olursa olsun yeni gücün teşekkülü Ankara’nın ekim 2014’ten bu yana bir türlü önleyemediği Pentagon-YPG ortaklığının İslam Devleti’nin (İD) çöküşüne paralel olarak bitebileceğine dair beklentiyi de yok ediyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile son telefon görüşmesinde YPG’ye yardımın kesileceği konusunda biraz umutlanmıştı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu görüşmeden çıkan sonucu “Trump ‘Talimatı verdim, bundan sonra silah verilmeyecek’ dedi” şeklinde aktarmıştı. Beyaz Saray ise “sahadaki ortaklara askeri destek konusunda yeni düzenlemelerin planlandığını” açıklamakla yetinmişti.