Türkiye’nin Suriye’de epey zamandan beri korktuğu ve önlemeye çalıştığı iki şey vardı. Birincisi ABD’nin, Rojava’nın savunma gücü Halk Savunma Birlikleri (YPG) ile kurduğu ortaklık. İkincisi Suriye’nin kuzeyinde önce kanton sonra federasyon modeline evrilen fiili özerk yapıyı kalıcı hale getirecek şekilde Kürtlerin çözüm sürecine katılmaları ve Suriye yönetimi tarafından muhatap alınmaları.
ABD’nin YPG’nin ana omurgasını oluşturan Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) askeri yardımlarını hiçbir şekilde önleyemeyen Türkiye, Rusların ana aktör olduğu ikinci fasılda da kaybediyor. Gerekirse Kürtlere karşı Şam’la diyaloğa geçebileceğinin sinyalini veren Ankara’nın, Kürtlerin Rusya kanalıyla çözüm sürecinin parçası haline gelmesini önlemesi giderek zorlaşıyor.