Su sıralar herkesin kafasını aynı soru kurcalıyor: Türkiye Batı’dan kopuyor mu? Ankara’nın bilhassa 15 Temmuz darbe girişiminin ardından iyice belirginleşen direksiyonu Doğu’ya kırma çabası, ABD ve Avrupa’nın ilgisizliğine duyulan geçici bir tepki mi; yoksa Ankara’nın daha bağımsız ve bağlantısız dış politika tercihlerinden kaynaklanan yapısal ve uzun dönemli bir kopuşun habercisi mi? Türkiye ile Rusya arasında son haftalarda yaşanan balayı uzun dönemli bir ittifaka dönüşür mü?
Bu soruların yanıtı için siyasal veya ekonomik göstergelerden ziyade askeri ve güvenlik alanındaki göstergelere bakmak gerekiyor. Çünkü bir ülkenin uzun dönemli stratejik tercihlerini siyasal ve ekonomik göstergelerden ziyade güvenlik alanındaki tehdit ve müttefiklik algıları belirler.