Suriye cephesinde ‘Fırat Kalkanı’ ile oyuna giren Türkiye’nin Irak sahnesinde de ‘Dicle Kalkanı’ ile Musul’a dalacağına dair spekülasyonlar sökün edince Ankara ile Bağdat arasındaki diplomatik kanallardan barut kokusu yükselmeye başladı.
Musul’un kurtarılmasından çok Musul’un geleceğine odaklanan Türkiye’nin geçen yıl Musul’a 25 kilometre kuzeyde Başika’da üs kurup Sünnilerden müteşekkil Haşd El Vatani gücünü eğiterek duruma vaziyet etmesi Bağdat’ın keyfini kaçırmıştı. Türkiye, Irak ve Suriye’ye sınır ötesi askeri operasyonlara izin veren tezkereyi 1 Ekim’de meclisten geçirirken Irak Meclisi de 4 Ekim’de Ankara’da pek dostane karşılanmayan bir ihtar çekti. Çoğunluk oyuyla alınan karar,“Türkiye'nin Bağdat Büyükelçisi'nin çağrılıp nota verilmesini, Türk güçlerinin 'işgalci güçler' olarak sayılması ve Irak topraklarından çıkarılması için gerekenlerin yapılmasını, Türk güçlerinin Irak'a girmesini talep edenler hakkında yargıya başvurulmasını, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarının kınanmasını, Türkiye ile ticari ve ekonomik ilişkilerin gözden geçirilmesini, Türk güçlerinin ülkeden çıkarılması için hükümetin BM Güvenlik Konseyi ve BM'ye acilen başvurmasını, hükümetin ayrıca ülkenin egemenliğinin korunması için siyasi ve diplomatik yollara başvurmasını” öngörüyor.