Ana içeriğe atla

İdam tartışması tüm mutabakatları bitirir

İdam cezasının geri getirilmesi Türkiye’nin sadece iç siyasetini değil dış dünya ile bağlarını da altüst edebilir.
Supporters of Turkish President Recep Tayyip Erdogan wave national flags as they listen to him through a giant screen in Istanbul's Taksim Square, Turkey, August 10, 2016. REUTERS/Osman Orsal - RTSMIJJ
Oku 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan olarak 20 Temmuz 2010 günü, Anayasa referandumu öncesinde partisinin grup toplantısında gözyaşları içinde bir mektup okudu. AKP grubu da kendisine gözyaşları ve alkışlarla katıldı. Erdoğan’ın okuduğu satırlar 12 Eylül darbesi sonrası idam edilen sağcı genç Mustafa Pehlivanoğlu’nun ailesine son sözleriydi. Erdoğan 17 yaşındaki solcu genç Erdal Eren’in de yaşının büyütülerek idam edildiğini yine büyük bir üzüntü içinde vurguladı ve “Referandumda, gencecik bedenlere yağlı urgan çeken anlayışla hesaplaşılacak” dedi. Erdoğan bugün ise her fırsatta idamı savunur oldu. Bu tutum değişikliği Türkiye’nin sadece iç siyasetine değil dış dünya ile bağına da keskin etki edeceğinden yaşamsal nitelik taşıyor.

Konuya “Erdoğan’ın bu tür tutum değişiklikleri ilk değil” diye bakıp geçmek de pek mümkün değil, o nedenle işe bir özet bilgi ile başlamalı. Türkiye 1984'ten beri idam cezası uygulamayan bir ülkeydi. AB hedefi öne geçince ilk olarak 2001'de ‘savaş tehdidi ve terör suçları halleri dışındaki suçlar’ için idam kaldırıldı. 2002'de ceza, "Savaş ve çok yakın savaş tehdidi hâlleri” içine sıkıştırıldı. Nihayet 2004 yılında, Erdoğan başbakanken, idam hukuk mevzuatından tamamen silindi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) ilgili protokolü onaylandı.

Access the Middle East news and analysis you can trust

Join our community of Middle East readers to experience all of Al-Monitor, including 24/7 news, analyses, memos, reports and newsletters.

Subscribe

Only $100 per year.