Türkiye’yi izleyen pek çok yabancı gözlemcinin dikkati son yıllarda Halkların Demokratik Partisi’ne ve onun siyasi denklemi değiştirme potansiyeline odaklandı. Oysa Türkiye siyasetindeki değişimin anahtarı yelpazenin diğer ucundaki bir diğer partide: Milliyetçi Hareket Partisi (MHP). Bilhassa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık hayallerinin akıbetini MHP’de süren liderlik çekişmesi belirleyebilir.
Aslında Türkiye’nin önde gelen siyasi partileri arasında Batı medyası tarafından en az bilinen parti MHP, zira uluslararası medyanın ilgisini çekebilecek hemen hiçbir söylemi yok. Azınlıklar, LGBT hakları, İslamcılık ya da küresel anlamda önem taşıyan herhangi bir konuyla pek ilgilenen bir parti değil MHP. Aksine eski moda Türk milliyetçiliğini temsil eden, terörü sadece silahla bitirmeyi savunan, dar görüşlü, katı ve değişmez bir parti olarak algılanıyor. 1997’den bu yana Genel Başkanlık koltuğunda oturan MHP lideri Devlet Bahçeli’nin de pek kimseye heyecan verdiği söylenemez.