DİYARBAKIR -- Bahardan kalma günleri geriden bırakan Diyarbakır, pazar günü puslu bir sabaha uyandı. Kapalı havaya yağmura rağmen, insanlar sabahın erken saatlerinde Koşuyolu Parkı’nda toplanmaya başladı. Yüzlerde öfke ve hüzün. Gelenlerin çoğu birbirini tanımıyor ama geliş amaçları aynı: Bir gün önce Diyarbakır’da bir çatışmanın ortasında kalarak, kimin tarafından ateşlendiği belirlenemeyen bir silahtan çıkan kurşunla ölen Baro Başkanı Tahir Elçi’nin cenaze törenine katılmak.
Birçoğu belki de Elçi’ye şahsen tanımıyor. Kimisi televizyonlardan yaptığı konuşmalardan, kimi katıldığı toplantılardan, kimisi ise sokakta verdiği sıcak bir selamdan tanıyordu Elçi’yi. Tanımasalar da ona son görevlerini yerine getirmek için toplanmışlardı. Gelenler önce yakalarına Elçi’nin fotoğrafını taktıktan sonra bir köşeye çekilip sessizce beklemeye başladı. Birbirini tanıyanlar selamlaştıktan sonra sordukları “Nasılsın?” sorusunu yanıtı neredeyse aynı “Bu ortamda nasıl olalım?”. Erkek egemen bir toplumda yetişen bölge erkekleri gözyaşlarını içine akıtsa da, kadınlar gözyaşlarını açık açık dökmekten çekinmedi.