Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye politikasında 180 derece dönüşü ifade eden "(Geçiş sürecinde) Esad ile gidilme gibi bir şey olabilir" sözünün ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun New York’a nasıl bir dosya ile gittiği merak konusuydu. Davutoğlu beklendiği gibi Esad’ın sorunun kaynağı olduğu savını tekrarlarken güvenli bölge oluşturma heveslerinden vazgeçmediğini ortaya koydu. Tabii ortaya konulan plan ne tampon bölge ne de güvenli bölge adını taşıyor. Süslü ambalaj içinde sunulan plan korunaklı bölgede mülteciler için konteyner kent. Tam da mülteci akını nedeniyle AB’nin bunaldığı bir dönemde Davutoğlu, York’ta görüştüğü muhataplarına pazarladığı ve mülteci sorununun çözümünü baz alan planla ilgili Türk gazetecilere şu bilgileri verdi:
“Güvenli bölge konusu önemli. Güvenli bölgenin kurulmasının tek yolu Özgür Suriye Ordusu’nun, ılımlı unsurların güçlendirilmesi, takviye edilmesi. Bunun için yoğun bir çaba var. DEAŞ (IŞİD) daha önce bizim sınır hattımızda saldırı kapasitelerini arttırmışlardı. Şimdi onlar püskürtüldü, Mare-Hercele hattının doğusuna itildi. Şimdi Cerablus-Azez hattında DEAŞ güneye doğru da püskürtülürse ki asıl hedef odur. Biz, sınırlarımızda DEAŞ’ı da görmek istemiyoruz, Suriye rejimini de… AB’den gelen 1 milyar Euro’luk bir yardım teklifi oldu. Biz Türkiye’de toplama kampı olmayacağını da söyledik. Bizde şu kapasite var: Konteyner kent şeklinde, hatta daha kalıcı bir şekilde Cerablus/Azez arası boşalsa 100’er bin kişilik 3 şehir kurabiliriz. Biz bunu Van depreminde kurduk. Maliyetini siz (AB) üstleneceksiniz, inşasını biz yapacağız.”