Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin üyelik sürecinin kayaya çarptığı AB’ye bozuk çalarken sıklıkla “Gideriz” diye rest çektiği bir adres var: “Şanghay Beşlisi”. O beşlide Rusya ile birlikte başı çeken Çin’le dostluğu ilerletmek için 2016’da vizeleri kaldırmaya hazırlanan bir ülke ırmakları aşıp derede boğuluyor. Şöyle: ‘Çin’in Şincan Özerk Bölgesi’ yani Türkistan sevdalılarının isimlendirmesiyle ‘Doğu Türkistan’, Türkiye kamuoyunun kolayca tahrik edilebildiği çekici bir dava. Bu topraklarda onlarca yıldır Çin’in asimilasyon politikalarına maruz kalan Uygurların dramı yalan-yanlış haberlerle Türkiye’nin yüreğini ateşliyor. Son ateşi Akşam ve Sabah gibi hükümete yakın gazeteler “Çin polisi oruç tutan 18 Uygur’u katletti”, “Neden oruç tutuyorsunuz katliamı: 18 ölü” ve “Uygurlara Ramazanda zorla içki içirildi” başlıklı haberler yaktı. İnternet siteleri ve sosyal medya Ramazan ayının özel ikliminde Doğu Türkistan hassasiyetini kamçılayıp durdu. Çin’in Ramazan boyunca Doğu Türkistan’ında memur, öğretmen ve öğrencilere oruç tutma yasağı, lokantaları açık tutma ve bakkallarda alkol satma zorunluluğu getirmesi kamuoyunu hayli meşgul etti.
Ayrıca bu haberler Ankara ile Pekin arasında sorun yaratan Tayland’daki 173 Uygur sığınmacının Çin’e iade edilmeyip Türkiye’ye teslim edilmesinin yol açtığı duygusal ortamda geldi.