Sina Yarımadası’nda Mısır Cumhurbaşkanı Abdül Fettah El Sisi rejimi ile İslam Devleti’ne (İD) bağlı olan ve daha önce Ensar Beyt El Makdis olarak bilinen örgüt arasında bir savaş yaşanıyor. Bu, dizginsiz, topyekûn bir savaş. Sisi, Sina’daki kanlı, inatçı terör unsurlarıyla baş edemediği takdirde bunun kendi rejimi için sonun başlangıcı olacağını biliyor. Mısır’la İsrail arasındaki barış anlaşması Sina’da ağır silah kullanımını ve yeni silahların konuşlandırılmasını yasaklıyor. Ancak Mısır yönetimi bu konuda İsrail’den izin istedi ve izni aldı. Teröristler ise bu durum karşısında sinmiş değil. Şiddetli saldırılar düzenliyor, onlarca asker ve sivili öldürüyorlar. Sisi, Mısır’ın Refah kasabasını haritadan tümden silerek Gazze ile Sina arasında kapalı bir tampon bölge oluşturmaya kararlı. Mısır yargısı ise 31 Ocak’ta Hamas’ın silahlı kanadını terör örgütü ilan etti. Öyle anlaşılıyor ki önümüzdeki hafta ve aylarda gerilim daha da tırmanacak.
Bölgedeki stratejik denklem şu şekilde: İsrail kuzeyde, Gazze ortada, Mısır’ın Sina bölgesi de güneyde yer alıyor. Gazze, her taraftan kuşatılmış olmasına karşın Tel Aviv dâhil İsrail Devleti’nin çoğu toprağını tehdit eden roketlerle tepeden tırnağa silahlanmış durumda. İD ise Sina’da Mısırlıların kanını döküyor ve yakında duracakmış gibi görünmüyor. Herkesin birbirine girdiği, herkesin herkese düşman olduğu bir ortam söz konusu. Ancak bir tek Gazze halkı fokurdayan bir düdüklü tencerenin içine sıkışmış durumda ki bu tencerenin yıllar içinde artan şiddetle patladığı görülüyor.