Aralık başında AKP hükümeti tarafından hazırlanarak meclise gönderilen ve ay sonunda yasalaşması beklenen “İç Güvenlik Paketi” Türkiye’de yaklaşık bir haftadır hem tartışılmaya hem de sokak gösterileri ile protesto edilmeye devam ediyor. Türkiye’de hükümet kontrolündeki valiler ve kaymakamlar ile polisin yetkilerini ciddi oranda arttıran paket, bunun yanında jandarma birimlerinin yeniden düzenlenmesi, polislerin eğitim, terfi ve tayin süreçleri, Türkiye’deki güvenlik sektörünün yeniden yapılandırılması, sokak gösterilerine yönelik kısıtlamalar, cinsel istismar, uyuşturucu ile mücadele gibi pek çok değişik alanda yasal değişiklikler getiren 43 maddelik bir kanun tasarısından oluşuyor. Paket ile ilgili ilk sert çıkış “Paketi sokakta engelleriz” sözleri ile Kürt yanlısı HDP lideri Selahattin Demirtaş’tan gelmişti. Demirtaş şöyle konuşmuştu: “Müzakere sürecini dinamitleme potansiyeline sahip bir paket. Bu sadece Kürtlere karşı çıkarılmış paket de değil.” Demirtaş’a göre tam aksine hükümet paketteki yasal düzenlemelerden güç alarak Türkiye’nin batısında da çok sertleşecek. Bu nedenle Demirtaş “ortak bir muhalefetle bu güvenlik yasasına karşı çıkmak lazım” görüşünde.
Demirtaş’ın bu sözlerine hükümet kanadından cevap gecikmedi. Pakette “Kamu düzeninin” esas alındığına vurgu yapan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Demirtaş’a tepkisi sert oldu. Davutoğlu "Şehirleri kan gölüne çevireceklerini söylüyorlarsa, dökülecek her türlü kandan Demirtaş sorumludur". şeklinde konuştu. Bu karşılıklı restleşmeden sonra da Türkiye’nin hem doğusunda hem de batısında pek çok ilde tasarıyı protesto eden sokak gösterileri başladı.