Ana içeriğe atla

İç güvenlik paketi: Reform mu geriye gidiş mi?

Yasalaşmak üzere olan “İç Güvenlik Paketi” pek çok tartışmayı beraberinde getirdi. Bazılarına göre bu paket “kamu düzenini korumak” için bir zorunluluk, bazılarına göre ise devletin keyfi uygulamalarına yol açabilecek bir “kaos paketi”.
Riot police block a street leading to Presidential Palace of Cankaya as members of Turkish Youth Union (TGB) protest against president-elect Tayyip Erdogan in Ankara August 11, 2014. Erdogan began the process of picking his successor as prime minister on Monday, a figure he hopes will triumph in next year's general election and secure his goal of forging a powerful presidency.
 REUTERS/Stringer (TURKEY  - Tags: POLITICS ELECTIONS CIVIL UNREST) - RTR420KI
Oku 

Aralık başında AKP hükümeti tarafından hazırlanarak meclise gönderilen ve ay sonunda yasalaşması beklenen “İç Güvenlik Paketi” Türkiye’de yaklaşık bir haftadır hem tartışılmaya hem de sokak gösterileri ile protesto edilmeye devam ediyor. Türkiye’de hükümet kontrolündeki valiler ve kaymakamlar ile polisin yetkilerini ciddi oranda arttıran paket, bunun yanında jandarma birimlerinin yeniden düzenlenmesi, polislerin eğitim, terfi ve tayin süreçleri, Türkiye’deki güvenlik sektörünün yeniden yapılandırılması, sokak gösterilerine yönelik kısıtlamalar, cinsel istismar, uyuşturucu ile mücadele gibi pek çok değişik alanda yasal değişiklikler getiren 43 maddelik bir kanun tasarısından oluşuyor. Paket ile ilgili ilk sert çıkış “Paketi sokakta engelleriz” sözleri ile Kürt yanlısı HDP lideri Selahattin Demirtaş’tan gelmişti. Demirtaş şöyle konuşmuştu: “Müzakere sürecini dinamitleme potansiyeline sahip bir paket. Bu sadece Kürtlere karşı çıkarılmış paket de değil.” Demirtaş’a göre tam aksine hükümet paketteki yasal düzenlemelerden güç alarak Türkiye’nin batısında da çok sertleşecek. Bu nedenle Demirtaş “ortak bir muhalefetle bu güvenlik yasasına karşı çıkmak lazım” görüşünde.

Demirtaş’ın bu sözlerine hükümet kanadından cevap gecikmedi. Pakette “Kamu düzeninin” esas alındığına vurgu yapan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Demirtaş’a tepkisi sert oldu. Davutoğlu "Şehirleri kan gölüne çevireceklerini söylüyorlarsa, dökülecek her türlü kandan Demirtaş sorumludur". şeklinde konuştu. Bu karşılıklı restleşmeden sonra da Türkiye’nin hem doğusunda hem de batısında pek çok ilde tasarıyı protesto eden sokak gösterileri başladı.

Access the Middle East news and analysis you can trust

Join our community of Middle East readers to experience all of Al-Monitor, including 24/7 news, analyses, memos, reports and newsletters.

Subscribe

Only $100 per year.