Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesinde 2010’da kurulan Yaşayan Diller Enstitüsü (Kürdoloji) hükümetin Kürt sorununu çözmek için başlattığı açılımın en somut adımlarından biri. Enstitü, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk ‘Kürdoloji’ bölümü olarak tarihe geçti. Kürtçenin yanı sıra Süryanicenin öğretildiği kurum olarak da bir ilk. Barış süreciyle ilgili birçok şey çıkmaza girerken insana “Türkiye’de iyi şeyler de oluyor” dedirten bir çaba. ‘Çaba’ diyorum çünkü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın devrim olarak nitelediği Kürdoloji bölümü başından beri engeller hatta tehditlerle karşılaştı. Kurum ne hükümeti ne de Kürt hareketini memnun edebildi.
Hükümet kanadı oluşturulan öğretim kadrosu ve mezun olacak öğretmen adaylarının profilinden rahatsız olmuş, ilk mezuniyet törenine muhalif gazetecilerin de davet edilmesine tepki göstermişti. Kürt hareketi ise enstitüyü ‘Kürtleri oyalayıp anadilde eğitim taleplerini geçiştirme taktiği’ olarak gördü. ‘Ülke bölünür’ histerisinden kurtulamayan devletin derin aygıtları ise projeye öfkeyle yaklaştı.