Bu satırları yazdığım sırada (19 Ağustos), Mısır’da müzakereleri sürdüren taraflar, kısmi de olsa yakın gelecekteki ilişkilerini düzenleyecek bir mutabakata ulaşmaya çalışıyordu. Bu sorunlu ilişkide Hamas, İsrail’i 14 yıldır İsrail halkına roket atılmasına alıştırdı. İsrail, geçici “sükûnetler” ile idare ediyor, birkaç ay süren bu dönemlerin ardından da İsrail’deki tabiriyle “damlamalar” başlıyor. “Damlama” tabiri ile Tel Aviv’le İsrail’in iç kesimlerine “rahatsızlık vermeden” sadece güney İsrail’deki yerleşim yörelerini ve Gazze sınırındaki bölgeleri hedef alan roket ve mermi atışları kastediliyor.
13 Ağustos’ta ilan edilen beş günlük ateşkes, 18 Ağustos gecesi bir gün daha uzatıldı. Tarafların nasıl bir şeye ulaştığını irdelemek için henüz çok erken. Çünkü o belirsiz ve muğlak “şeye” henüz ulaşılmış değil. Ancak şu tespitler artık yapılabilir: İsrail, 64 asker ve üç sivilin ölümüyle ağır bir bedel ödedi. Ekonomisi ve imajı büyük darbe yedi. Bir ayı aşkın süre boyunca turizm sektörü felce uğradı ve ekonomi zarar gördü. Yaz tatili yüz binlerce öğrenci ve ebeveyne zehir oldu. Tüm bunların karşılığında sıfıra yakın bir kazanım elde edildi.