Siyasilerin yanlış hesapları Ortadoğu’nun yollarını, bu yolların gerçek sahibi kamyonculara dar ediyor. Önce Suriye şimdi Irak’ta Türkiye’nin Ortadoğu’ya açılan kapıları nakliyeciler dünyasına zor anlar yaşatıyor. Geçen ay Musul’u ele geçiren Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) yeni adıyla İslam Devleti (İD), Türkiyeli 31 TIR sürücüsünü rehine aldığında Irak yollarında yük taşıyan kamyon ya da TIR sayısı 11 binin üzerindeydi. Bu yollar onlar için 2003’teki Amerikan işgalinden beri mayınlıydı. IŞİD ise birkaç yıldır Türk halk destanlarında susuz derenin üzerine kurduğu köprüden geçenden 5 akçe, geçmeyenden 10 akçe alan Deli Dumrul misali bu yolların haraççısı kesilmişti. ‘Vergi’ adı altında topladığı haraçları vermeyen kamyoncuların kaderi kaçırılmaktı. Al Monitor’a bilgi veren bir kaynağın iddiasına göre kaçırılan Türkiyeli sürücüler de 4 aydır haraçları ödemedikleri için rehine alınmıştı.
Her badirede olduğu gibi Irak yolları IŞİD yüzünden tehlikeli hale gelince nakliyeciler alternatif yol arayışlarına girdi. Ancak GoogleMaps’te kolayca keşfedeceğimiz yollar gibi değil alternatif yollar. Her birinin test edilmesi gerekiyor; sınır aşarken, kasaba ve kentleri geçerken riskleri bilinmeli, ona göre tedbirler alınmalı. Doğrusu rotaların pekin olmadığını bildiğim halde gazetelerde “Irak'taki gelişmeler üzerine nakliyatçılar 7 kamyon ile yeni güzergâh arayışına girdi” haberini görünce şaşırmadım diyemem. 7 kamyonun amacı Musul ve Kerkük’ten Bağdat’a giden yolların kapalı olması nedeniyle İran sınırından Bağdat ve Basra’ya uzanacak alternatif yolların güvenliğini test etmekti. Düzenli sefer konulmasının güvenli olup olmadığını test etmek üzere kamyonları yola çıkartan Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) idi.