“Cadı avıysa biz bu cadı avını yapacağız bunu bilin.” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gülen hareketinin polis ve yargıdaki örgütlenmesi olduğu iddia edilen “paralel devlete” yönelik tasfiye ve tayinlerin süreceğini AK Parti’nin 10 Mayıs’taki “istişare ve değerlendirme” toplantısında işte bu sözlerle açıkladı. Hatta vaat ettiği operasyonları meşrulaştırmak için biyolojiden dahi yararlandı: “Sütün içine karışmış bu pis suyu, gerek kaynatarak gerekirse moleküllerine ayırarak sterilize edeceğiz”.
Siyasi tarih öğrencileri, bu gibi biyolojik temizlik söylemlerinin bir ülke için pek de hayra alamet olmadığını kolayca fark edebilirler. Dolayısıyla Erdoğan’ın bizzat ilan ettiği bu “cadı avı”, daha yakından incelenmeyi hak ediyor. Dahası İslami dünyadaki yaygın siyasi önkabulleri de yeniden düşünmeyi gerektiriyor. Zira gerek Erdoğan hükümeti gerekse Gülen hareketi kendilerini İslami aktörler olarak tanımlıyor.